26 kişiye mezar olan apartmanın bilirkişi raporu şaşırtmadı
Kahramanmaraş merkezli, 6 Şubat'ta yaşanan depremlerde 26 kişiye mezar olan Malatya’daki Balanlı Apartmanı soruşturması kapsamında iddianame hazırlandı. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlattırılan bilirkişi raporunda, apartmanın mimari ve statik projelerindeki eksiklikler olduğunun tespit edildiğine yer verildi.
Battalgazi ilçesine bağlı İsmetiye Mahallesi Nihavend Sokakta bulunan Balanlı Apartmanı, Kahramanmaraş merkezli ilk depremde saniyeler içinde yıkıldı. 14 kişinin sağ kurtarıldığı apartmanın enkazından 26 kişinin ise cansız bedeni çıkarıldı.
Binanın yıkımıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında ev hapsinde bulunan mimar Ahmet Turan Üzmez ve tutuklu inşaat mühendisi Bülent Yeroğlu hakkında ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlamasıyla dava açıldı.
Davaya ilişkin Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Balanlı Apartmanı’nın Kahramanmaraş merkezli birinci depremde yıkıldığı belirtildi.
MİMARİ VE STATİK PROJELERDE EKSİKLİKLER TESPİT EDİLDİ
İddianamede yer alan bilirkişi raporunun sonuç kısmında,“Yapılan teknik incelemelere dayalı olarak Balanlı Apartmanının mimari ve statik projelerindeki eksiklikler, beton malzemesinin yetersizliğinden, yapılan uygulama kusurlarından ve ayrıca yapıya uygulanan mimari tadilat binaen ilgili tadilat statik projenin hazırlanmaması gibi nedenlerden dolayı yıkılmış olduğu düşünülmüştür. Binanın statik ve mimari projesinde ve uygulamada bulunan eksiklik ve kusurlar sebebiyle proje müellifi ve projeleri kontrol etmekle yükümlü kamu kurumu yetkililerinin ve imalat aşamasındaki eksiklikler ve kusurlar sebebiyle de projesine uygun olarak imalatından sorumlu fenni mesul, müteahhit ve imalat denetimini yapan kamu kurumu yetkililerinin ilgilerine göre sorumlu olduğu düşünülmektedir”
ifadeleri yer aldı.
İddianamede, tutuklu sanık Bülent Yeroğlu, savcılık ifadesinde,“O dönem ben statik projeleri yaparken dönemin yönetmeliklerine özelikle 1975 yönetmeliğine uygun olarak yaptım. Zaten eksik veya hatalı bir yer veya proje olsaydı İnşaat Mühendisleri Odası ve belediye tarafından bu proje onaylanmazdı. O dönem Malatya ilinde İnşaat Mühendisleri Odası sıkı bir şekilde projeleri inceliyordu. Eksik ve hatalı hususlar olduğunda kesinlikle iade ediyordu. Bizlerde varsa hata düzeltip tekrardan onaya gönderiyorduk. Ben dönemin 1975 yönetmeliğine göre bu binanın projesini yapmışımdır. Kesinlikle sıkıntılı işleri imzalamadım, o dönem durumum iyi olmamasına rağmen sıkıntılı projeler fazla para teklif edilmesine rağmen tarafımca imzalanmamıştır. Okuduğum üniversite ve aldığım eğitim doğrultusunda sadece yönetmeliğe uygun projeleri yaparak imzaladım, kusursuzum üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum"
beyanında bulundu.
“BİNADA DENETİM VE KONTROL YAPMADIM”
Soruşturma kapsamında daha önce tutuklanan ancak ev hapsi kararıyla serbest bırakılan Ahmet Turan Üzmez ise savcılıkta şu beyanda bulundu:“Buranın müteahhidi Ahmet Turan Devecel’dir. Kendisi vefat etmiştir. Bu binanın statik mühendisi olarak Bülent Yeroğlu olduğunu biliyorum. Ben bu binada fenni mesul olarak görev yaptım. Fenni mesul olarak benim görevim statik değildi daha çok mimarisini incelemekti. Fenni mesulün bunun haricinde beton, demir gibi kontrolleri de vardır ancak biz o dönem fenni mesul olarak imza attıysak da mimar olduğum için bu gibi hususları denetleyemem çünkü bilmiyorum. O dönem binanın yapılış aşamasını hatırlamıyorum, hiçbir süreçte binada denetim veya kontrol yapmadım. Maalesef sadece evrak üzerinde fenni mesul olarak imza atmış bulundum. Binada tadilat yapılmıştır bilgim yoktur. Dönemin yönetmeliğine uygun demir, donatı veya beton kullanılıp kullanılmadığını bilmiyorum. O dönem belediye ruhsat vermek için müteahhitlerden fenni mesul imzası da istiyordu. Ondan dolayı ücret karşılığında müteahhit Ahmet Turan Devecel bana bu işi teklif etmişti, bende imza atmış bulundum.”
“KUSURLARIN BİLİNÇLİ TAKSİR SEVİYESİNDE OLDUĞUNUN KABULÜNÜN GEREKTİĞİ…”
İddianamenin sonuç kısmında şu ifadeler yer aldı:“Şüphelilerin üzerine atılı eylem yönünden ülkemizin aktif deprem kuşağında yer alması, bunun sonucu olarak kısa aralıklarla ölümlere sebebiyet veren yıkıcı ve büyük depremlerin yaşanması, Malatya ilinin Doğu Anadolu Fay Zonu ve Malatya Fayına yakın konumda olan depremselliği yüksek bir bölge olması, ilin büyük bir kısmının birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde yer alması ve şüphelilerin sorumlu olarak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ihmal ettiği eylemlerini kendi mesleği kapsamında gerçekleştirdikleri hususları göz önüne alındığında şüphelilerin ayrıntıları bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere kanuna, yönetmeliğe ve yapı tekniğine aykırı şekilde gerçekleştirdiği eylemlerinin sonuçlarını öngördüğü, şüphelilerin istemediği fakat ön gördüğü bu sonucun gerçekleşmesi sebebiyle kusurlarının bilinçli taksir seviyesinde olduğunun kabulünün gerektiği,…” İddianamede, denetim sorumluluğu nedeniyle bu bina nedeniyle denetlemekle görevli kamu kurum yetkililerinin sorumlu olduğunun belirtilmesine karşın, tespitleri yapılan bu kişilerle ilgili herhangi bir kimlik bilgisi verilmedi. İddianamede, buna ilişkin “Soruşturma kapsamında kusuru tespit edilen kamu görevlileri yönünden soruşturma izni beklenildiğinden, kusurlu olduğu tespit edilen fakat daha önce vefat eden müteahhit Ahmet Turan Devecel hakkında ek karar verileceğinden, şikayeti olmayan ve/veya kendilerine ulaşılamayan yaralılar yönünden ise ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya uzlaşma hükümleri uygulanma ihtimaline binaen detaylı araştırma devam edileceğinden tefrik kararı verilmek suretiyle soruşturma işlemlerine ayrıca devam edilmektedir.”
26 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ
6 Şubat’ta meydana gelen saat 04.17’deki depremde yıkılan binanın enkazında kalan Abdullah Sepici (41) , Ayşe Sonay Balanlı (67), Berat Sepici (11), Betül Metiner (25), Beytullah Taneli (25), Birgül Soylu (39), Elif Yaren Meydan (15), Elifnur Bulut (4), Fatma Kılıç (60), Furkan Kılıç (21), Maide Sepici (39), Mehmet Akif Metiner (22), Muzaffer Ercan (60), Münevver Metiner (55), Nevzat Soylu (44), Nuri Soylu (43), Ömer Faruk Sepici (16), Pelin Ercan (19), Rukiye Bulut (28), Rümeysa Soylu (17), Sahra Sepici (2), Salih Ammar Soylu (14), Semih Hamza Soylu (10), Süleyman Bulut (43), Süleyman Metiner (56) ve Yusuf Selim Bulut (6) hayatını kaybederken, 14 kişi ise sağ olarak kurtarılmıştı.