BASINA VE KAMUOYUNA; Seçmenlerimiz, halklarımız ve ülke güne yine bir kayyım darbesiyle uyandı
İktidar halkın iradesine saldırmaktan vazgeçmiyor. Darbecilikte, gaspta ve irade hırsızlığında ısrar ediyor. Bunu pişkin bir alışkanlık haline getirdi. Van Büyükşehir belediye eş başkanımız Sn. Abdullah Zeydan hukuksuz bir şekilde verilen 3 yıl 9 aylık cezanın ardından Cumartesi sabah saatlerinde kayyuma karşı iradesine sahip çıkan Van halkına, haber yapan gazetecilere müdahale edip 6’sı gazeteci olmak üzere toplam 115 kişi gözaltına alınarak gasp edildi. DEM Parti 2024 yerel seçimlerinde 14’te 14 yaparak ve en yakın rakibi iki katı oy alarak KAYYUM gaspına tarihi bir cevap vermiştir. Sn Abdullah ZEYDAN’aisnat edilen suçun bilirkişiler ve askeri görevllilertarafından çürütüldüğünü bütün kamuoyu öğrendi. Buna rağmen mahkeme hukuksuz kayyım uygulamasına gerekçe olacak anti-demokratik bir AKP’nin karara imza attı. Önceki kayyım darbelerinden de gördüğümüz üzere Van Belediyesi ablukaya alındı, halkın ve diğer seçilmişlerin belediyeye giriş çıkışları yasaklandı. 31 Mart seçimlerinden bugüne Hakkari, Mardin, Batman,Dersim, Halfeti, Akdeniz, Bahçesaray, Siirt ve en son Van Büyükşehir Belediyesi olmak üzere 9 belediyemiz iktidar tarafından gasp edilmiş oldu. Daha önce defalarca söyledik, bu darbeci anlayışın önü alınmazsa kayyımlar sadece DEM Parti Belediyeleri ile sınırlı kalmaz dedik. Ne yazık ki bu uyarılarımızda da haklı çıktık. Artık kayyım darbeleri rejimin bir özelliği haline geldi. Kayyım sadece partimizle ve Kürt halkının belediyeleriyle sınırlı kalmadı. CHP’nin Esenyurt Belediyesi ile Ovacık Belediyesi de kayyım darbesiyle gasp edildi. İktidar ilk günden bu yana göz diktiği İstanbul Büyükşehir Belediyesini düşürmek ve el koymak için her türlü yolu deniyor. İstanbul’un çeşitli ilçelerinde 2’si belediye başkan yardımcısı, 7’si belediye meclis üyesi olmak üzere seçilmiş yerel yöneticilerden 10 kişi gözaltına alınmış ve tutuklanmışlardır. Gözaltına alınanların ev, ofis ve iş yerlerinde keyfi ve hukuk dışı aramalar yapılmıştır. Kısacası, bugün muhalif belediyelerin tamamı, yargı eli ile iktidarın hedefindedir. Mesele belediyelerin gasp edilmesinden çok daha büyük ve tehlikelidir. Kayyım rejimi kalıcılaştırılmaya, otoriter ve mutlak iktidar sağlamlaştırılmaya, her türlü demokratik hak kullanılamaz hale getirilmeye çalışılıyor. Kayyım darbeleriyle Türkiye’de 85 milyonun seçme ve seçilme hakkına el uzatılıyor. Sandık ve seçim anlamsız hale getiriliyor. Bu rejim, her kayyım darbesiyle, belediyelere yönelik her irade gaspıyla demokratik meşruiyetini yitiriyor. Bu meselenin hukukla, yargıyla, yasayla bir ilgisi yoktur. Mesele, iktidarın seçim ve sandıkla alamadığı belediyeleri gasp etmesidir; kendisine oy vermeyen seçmenin iradesine saldırmasıdır. Bugüne kadar iktidarın nasıl çalıştığını çok iyi biliyoruz. Bu sembolik günlere nasıl önem atfettiklerini çok iyi biliyoruz. Buradan iktidara soruyoruz: Siz Van’a kayyım atayarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Siz Van’a kayyım atayarak var olan diyalog sürecini dinamitlemeyi mi hedefliyorsunuz? Barış sürecinin konuşulduğu ve toplumun umutlandığı bir dönemde bu diyalog sürecini darbelemeyi mi hedefliyorsunuz? İktidar sanmasın ki bizler ve Kürt halkı bu darbelere alışıyoruz ve kanıksıyoruz. Her yerde halk iradesini savunmaya devam edecektir. Kayyım atamalarında 2016’nın cevabını 2019’da, 2019’un cevabını 2024’te sandıkta verdiğimiz gibi, bu gasplara ve darbelere de cevabımızı vereceğiz. Öfkemizi demokratik siyasete olan kararlılığımızla biriktiriyoruz. Tek tek herkese de sesleniyoruz: Bu darbeci anlayışa karşı hep birlikte duralım, siyasi görüşümüz ne olursa olsun demokrasi mücadelesinde buluşalım. ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ