Bir ‘dindar nesil’ projesi ÇEDES

“Dindar nesil projesinin bir ayağı” olarak tanımlanan ÇEDES Projesi ile öğrenciler adeta Diyanet’e teslim edildi. MEB’in verileri de kaynakların büyük oranda dini eğitim için harcandığını ortaya koydu.

Bir ‘dindar nesil’ projesi ÇEDES

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı iş birliğinde hayata geçirilen ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ ( ÇEDES) projesi kapsamında okullara ‘manevi danışman’ adı altında din görevlileri atanmasının etkileri sürüyor. Proje sonrasında okullarda dini etkinliklerin arttığı ve velilerin izni olmadan öğrencilerin bu etkinliklere yönlendirildiği gözleniyor.

Geride kalan hafta, İzmir’de Menderes Şehit Mehmet Kıvık Anadolu Lisesi’nde öğrencilere Mevlid Kandili dolayısıyla Kuran dinletilirken benzer bir olay bu hafta da Buca Süleyman Şah Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yaşandı. Öğrenciler, Mevlid-i Nebi Haftası kutlama programı çerçevesinde Kuran tilaveti dinletilmek üzere ders saati içerisinde konferans salonunda toplandı. Öğrencilerin etkinliğe katılımına dair velilerin izni olmadığı öğrenilirken salondaki din görevlisinin öğrencilere dini bilgiler aktardığı görüldü. Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikaları Konfederasyonu’na (Birleşik Kamu-İş) bağlı Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, yaşananları, laik eğitimi bitirme hamleleri olarak değerlendirdi.

 

Mobbinge varıyor

Öğrencilerin, hiçbir koşulda veli izin belgesi olmadan dersten alıkonulamayacağını vurgulayan Yıldırım, “Son dönemde sık sık yaşanan bu olaylarla ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de yazı yazdık; suç işlendiğini ve tüm okulların bu konuda uyarılması gerektiğini ifade ettik. Aynı zamanda, bunun gönüllülük esasına dayanan bir durum olmaması nedeniyle mobbbinge varan bir sonuç olduğunu söyledik” dedi.

 

Laik eğitimi bitirme hamlesi

Tüm bu yaşananları laikliği bitirme hamleleri olarak değerlendiren Yıldırım, “Büyük resme bakalım; Milli Eğitim Bakanı’nın karma okullar ile ilgili açıklamalarını göz önüne alalım, bazı siyasi partilerin ‘Karma eğitimin zorunluluk değil, sonlandırılabilir, din eğitimi temel eğitim olabilir’ yönündeki açıklamalarını bir köşeye koyalım. Bunun üzerine, ÇEDES’in tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılmaya çalışmasını düşünelim.. Seçmeli Dersler Yönetmeliği değiştirildi. İkinci yabancı dil zorunlu ders iken bugün seçmeli hale getirildi ve seçmeli derslerde din eğitiminin sayısı artırıldı. Tüm okulları imam hatipleştirmeye ve dini temelli eğitim verilmeye başlandı. Bu büyük bir adımın küçük parçaları... Tüm bunları, Anayasa’da ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda açık ifadesi olan laik eğitimi bitirme hamlesi olarak görüyoruz” diye konuştu.