CHP'NİN İÇİNDEKİ İRLANDALILAR

Bu İrlandalılar" sözü, ünlü teknik direktör Mustafa Denizli’nin, 1998 de Avrupa gidemeyince ağır eleştiri ile karşı karşıya kalmıştı yine Denizli'nin başında olduğu Türk millî takımı 2000 yılında Avrupa Şampiyonası'na kalınca muhabirin sorusu üzerine söylediği bir sözdür. Şimdi bu sözü, eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi CHP'ye uyarlarsak; yaklaşık yetmiş yıldır iktidar olamayan ve 47 yıl sonra yerelde birinci parti olan, yüz yıllık bir parti olan CHP neden genelde iktidar olmaz? Onu en iyi sorgulamanın yolu yerelde geçiyor. 1989'da yerelde iktidar olan CHP, o zamanki adı ile SHP, 39 ilde birinci parti olmuş. Bunu genel iktidara taşıma şansı olmadığı gibi, İSKİ'nin patlak vermesi ile 40. yıl İstanbul'u ve Ankara'yı sağ iktidara teslim etti.

CHP'NİN İÇİNDEKİ İRLANDALILAR

AK Parti'nin son yıllardaki başarısız oluşu, 2019 yerel seçimler öncesi kayyum atar gibi halkın seçtiği başkanları değiştirip yerine atama yapması, Türkiye'de kurulan ittifak ile CHP'nin yeniden İstanbul, Ankara ve onunla birlikte 11 büyükşehiri kazanması elbette önemliydi. Bu büyükşehir başkanları iyi bir başarı da ortaya koydu; ancak yine de CHP'yi beş yıl sonra genelde iktidar yapmaya yetmedi. İktidarın yolu ilçeden ile, ilden genele gidiyordu. Ancak gözüken o ki buradaki ilçe belediye başkanı olan arkadaşlar bu durumu idrak edememişler ya da partisinin iktidar olmasını istemediler. Yani ünlü hocanın dediği gibi İrlandalılar gibi davrandılar.


Beş yıl başkanlık yaptıkları ilçeye hizmet etmedikleri gibi, onlardan sonra gelen partili arkadaşına büyük borç yükü bıraktılar. Kalesi olan bazı ilçeleri kaybettiler. Örnek verecek olursak, Cumhuriyet şehidi Kubilay’ın ilçesi Menemen, başarısız yöneticiler sayesinde 30 yıl sonra AK Parti'nin eline geçti. Aliağa'ya baktığınızda, bu partide vekillik ve başkanlık yapmış, kendi egosuna yenik düşen kişiler sayesinde, CHP’nin %70 oy aldığı ilçe 10 yıldır MHP tarafından yönetiliyor. Foça'ya baktığınızda, 39 bin nüfuslu bir ilçe uzun yıllardır CHP’de, yine CHP aldı. Belediye batık durumda; personel olarak 400 kişi çalışması gerekirken 700 kişi çalıştığı iddia ediliyor bu yapı ile Bırakın yeni gelen başkanın hizmet yapmasını, birkaç aydır işçi maaşları bile ödenmiyor.
Çiğli'ye gelecek olursak, 2019 ile 2024 arası ilçede artan nüfus sayısı 20 bin. Ancak 2019'da belediyede çalışan personel sayısı 1035 iken, 2024'te başkan giderayak son beş ayda aldığı 520 işçi ile birlikte bu sayının 1980 olduğu söyleniyor. Yani nüfus yüzde on artarken, hiçbir hizmet üretmeden nerde ise artan personel sayısı yüzde yüze ulaşmış Sadece personel mi? Değil elbette. Giderayak verilen ihaleler ve çekilen krediler ile gelen belediye başkanına ve ilçe halkının sırtına binen büyük bir yük olduğu ortada. Oysaki gelen ve giden başkan aynı partiden. 2019 ile 2024 baktığınızda, İzmir'de ilçe belediye başkanlarının çoğu başarısızdı. En başarısızı, hiçbir hizmet üretmeyen ancak Türkiye'nin en borçlu ve başarısız belediyesi Çiğli Belediyesi diyebilirim.

Çiğli gibi, İzmir'in 27 ilçe belediye başkanı değişti. Partilisinden enkaz devir alan başkanlar çıkış yolu arıyor. Normal şartlarda bütçenin en fazla yüzde 40'ının personel maaşlarına gitmesi gerekirken, bazı belediyelerin işçi maaşlarına giden bütçe oranı yüzde sekseni buluyor. Bunların başında Çiğli Belediyesi geliyor. Durum böyle olunca başkanlar işçi çıkarmak zorunda kalıyor. Elbette birçok emekçi büyük umutlarla o belediyeye girmiş ya da önceki belediye başkanı, siyasi ikbalini koruma ya da gelen başkanı zor durumda bırakmak için yapmıştır. 
Görünen o ki, işçi alımlarında hakkaniyetli bir davranış sergilenmemiş; eşli çalışanlar ya da bir evde birkaç kişi çalışan var. Belediye aile şirketine dönmüş, kurumsal kimlik yok sayılmış. Yine bir atasözü ile örnek verecek olursak, "Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma." diyor. 2019 ilçe başkanı ve gençlik kolu başkanı işten atılırken alkış tutanlar, bugün hak hukuk arar durumda. Biz bu köşede yanlışları yazarken, bize niye başkanı Eleştiriyorsun, tavrı ortaya koyanlar, "Eylemi niye haber yapmıyorsun?" diyorlar. Yine bir atasözü der ki: "Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner." Zamanında Ermeni'nin dayak yemesine izin vermeyecektiniz. O koltuğa geldiğinizde sizden olmayan herkesi Ermeni diye bakmayacaktınız. Başkan da başkan yardımcısı da olsanız, belediyede bir müdüre telefon açacak kadar muhtaç duruma gelmeyecektiniz.

Ahbap çavuş ilişkisi ile aile boyu alımlar yaparken, partiye emek veren diğer kesimleri ya yok saydınız ya da son üç beş ay kala onlara şirin görünmek adına iş başı yaptırdınız. Kadrolar şişirilmiş, maaşlar ödenemez hale gelmiş. Bırakın maaş ödemeyi, çöp arabasına benzin alacak para bırakılmamış. Hiçbir belediye başkanı keyfiyet olsun diye personel çıkarmaz. Burada Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız da bunu keyfiyetten mi yoksa mecburiyetten mi yapıyor, biraz duygusallığı bir kenara bıraktığımızda ortaya çıkıyor. Çıkış listesine baktığımızda, kurunun yanında yanan yaş da var. İşini yapan, yıllarca ailesi partiye emek vermiş insanlar da var. Bunlar iyi analiz edilmelidir diye düşünüyorum.

Şu an belediyenin ağır bir borç yükü var. Başkan, mali tabloyu düzeltip 1 yıldan önce Çiğli'de hizmet üretme şansı yok gibi görünüyor. Son seçime bakıldığında, CHP 30 bin oy kaybetmiş. Sadece Çiğli'de bu, Çiğli'deki yönetimin başarısızlığıdır. CHP, 47 yıl sonra Türkiye'de birinci parti oluşunu iyi kullanmalı ve 2028'de genel iktidarı elde etmeli. Bunun için o içerideki İrlandalılardan kurtulmalı. Mustafa Hoca'nın da dediği gibi, "Dışarıdaki İrlandalıları yendik. Önemli olan içimizdeki İrlandalıları yenmemiz." İşte CHP de içindeki İrlandalıları yenerse, iktidar olması kesinleşir.
HÜSEYİN ERGÜN YAZDI