DÜNYA DEĞİŞTİ
Mülkiye mezunlarının kurdukları ‘Hayvan Hakları Grubu’ var.
Bu grup ‘Hayvan Deney Laboratuvarlarına Hayır!’ açıklamasını yaptı.
Belirttiklerine göre;
Sanılanın aksine birçok aşı hayvan deneyleri ile değil, alternatif deneylerle geliştirilmiş.
200 milyon civarında hayvan, iradeleri dışında deneylerde kullanılıyor.
İşin ilginç yanı;
Başarılı sonuç alınan hayvan deneylerinin, yüzde 96 oranında başarısız olduğu ortaya çıkmış.
İddiaları ise şu:
Bugün artık yapay zekâ, kök hücre gibi alternatif deney yöntemleri üst düzeyde gelişmiş bulunmaktadır.
Dolayısıyla tıp, kozmetik ve eğitim alanında, hayvan deneylerinden vazgeçilmesi hayvan deney laboratuvarlarının dönüştürülmesi gerekiyor.
Son sözleri de şöyle:
‘Biz kendi irademizle bedenimizi, tıp ve eğitim alanında kadavra olarak değerlendirilmek üzere bağışlıyoruz. İradesi dışında hayvanların sağlık ve yaşam haklarını ihlal eden deneylere hayır diyoruz.’
Sanıyorum;
Hayvan severlerin bu yılkı mücadeleleri bu yönde olacak.
Ben de bu görüşe katılıyorum…
‘Dünya değişti’ diyorum…
*- FIRINCI DİNLEMİYOR
Özellikle Urla başta olmak üzere, polis ve adliye haberlerini Bahri Karataş’tan öncelikle öğrenirim.
Ama bu kez ‘ekonomi’ haberini öğrendim…
Bahri Karataş’ı dinleyelim:
Söylediğine göre;
Vali Elban, ‘Ekmek 10 lira olmayacak!’ dedi, ama fırıncılar onu dinlemedi!’
Konuyu açalım:
Urla’da daha dün 15 lira olan 2' li, kepekli, buğday ve darı unlu ekmek, bugün 20 liraya yükseldi.
Dört gün önce ,Vali de Birlik Başkanı da aynı görüşte idiler ve şu açıklamayı yapmışlardı:
‘Ekmek fiyatı 10 TL olmaz! ‘
İzmir Valisi Süleyman Elban’ın ekmeğe zam konusunda çok hassas olduğuna vurgu yapan İEOSB Başkanı Yalçın Ata, ‘Vali Bey, ekmeğin 10 lira olmasını istemiyor. Başkan olarak ben de istemiyorum. Hem fırıncıları, hem de vatandaşın gönlünü alacak bir rakam belirleyeceğiz ve o rakam 10 liranın altında olacak’ demişti.
İç rahatlatıcı güzel cümleler değil mi?
Ama;
Vali Süleyman Elban' ın 'Ekmeğe zam yok!’ demesine rağmen, Urla’da fırıncılar kendi kafalarına göre ekmeğe zam yaptı.
‘Daha dün, fırından 15 liraya aldığım 2' li kepekli ekmek, bugün bakkaldan 20 liraya aldım’ diyen Bahri Karataş şöyle devam ediyor:"
“Bakkala , 'Zammı kim yaptı?' diye sordum.
Kendisi, 'Ekmeği aldığım fırın bu fiyata satmamı söyledi!' diye cevap verdi.
Ben bunu anladım;
İlçede denetim yok!
Herkes kafasına göre zam yapıyor.
‘Buna kim dur diyecek?’, onu merakla bekliyorum.”
*- ÜÇÜNCÜ KAYYIM
Bahri Kardeşim, Urla’da yönetim kimde?
3’ncü kayyum’da….
Birinci kayyum kaymakam, yolsuzluktan ve haksız kazançtan mı neden görevden el çektirilmişti.
İkinci kayyum kaymakam, sahildeki paha biçilmez alanları birilerine ‘beton yapma’ imkanı da tanıyarak verdi.
Kaç kez ‘Ne oluyor? Olmaz!’ diye yırtındım duyan olmadı…
Yolların delik deşik olduğunu ve temizlik işlerinin yeterli olmadığını, sinek ve sivrisinek mücadelesinin yapılmadığını, yani rütin işlerin bile becerilemediğini örnekleriyle duyurmaya çalıştım yine kimseden tık çıkmadı.
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de tüm Urlalıları ve yöneticileri, görevlileri aşağılayan laflar etti, bazıları alkışladı.
Ama beklediği terfiyi yine alamadı, kendisiyle aynı kafada olanlarla birlikte.
Şimdi genç ve dinamik birisi geldi
Ama o da seçimlere üç gün kala bir ihale yaparak tepki çekti…
Son durumu da sen yazmışsın…
Umarım seçimlerle birlikte Urla tekrar huzurlu ve güzel, aradığı eski sevgi dolu günlerine kavuşur.
Sanıyorum son yıllarda en iyi valisine kavuştuğuna inandığım valimiz de ‘Ne oluyor?’ diyerek Urla ile ilgilenir…
Ne demişler?
‘Eğer bir gün aklın ile vicdanın arasında kalırsan vicdanını seç!
Çünkü aklın çıkarını korur!
Vicdanın ise insanlığını!’
Anlaşılan herkes çıkarını koruyor…
Başta esnafımız olmak üzere!
Bahri Karataş arkadaşım bak şimdi yine eskilerden, usta magazinci Yusuf Çınar Pazar günü Karaburun’dan aradı…
Çok ama çok önemli, hiç kimsenin ilgilenmediği, görmezden geldiği bir bilgiyi paylaştı.
Anlatayım:
*- KARABURUN’DAKİ TUVALET KUYRUĞU
Yusuf Çınar nakletti:
‘Şu anda abartısız 500 kadın sırada!’ diyordu, heyecanla daha doğrusu sinirden titreyen sesiyle!
Merakla sordum:
‘Ucuzluk mu var?’
‘Hayır!’ dedi…
Tuvalet kuyruğu idi bu!...
Erkeklerin durumunu bilmiyorum…
Herhalde eskilerin değişiyle, tarlalarda, köşelerde ‘Papatya topluyorlardı!’
Yani ihtiyaçlarını görüyorlardı…
Deprem bölgesinde bile böyle kuyruk görülmemişti…
Binlerce kişi Karaburun’un misafiriydi 21 Ocak 2024 Pazar günü…
Esnafın da bayram günüydü…
Çünkü;
Altıncı Karaburun Nergis Festivali zamanıydı.
Kadın Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın da belirttiği gibi, sürprizlerle dolu bir Nergis Festivali, mis kokusuyla herkesi mest ediyordu.
Başkanla birlikte Karaburunlular şunları söylüyorlar:
‘Tarihimiz, geleceğimiz ve değerlerimizle biz Karaburunluyuz!’
‘Mavimiz, sevgimiz ve insanımızla biz Karaburunluyuz!’
‘Umudumuz, huzurumuz ve doğamızla biz Karaburunluyuz!’
‘Evimiz, düzenimiz, doğallığımızla biz Karaburunluyuz!’
Ama
Birkaçı hariç hiçbirisi şunu sorgulamıyor?
Misafirlerimizin, konuklarımızın, davetimize gelen binlerce insanın doğal ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağız?
Miting meydanlarında olduğu gibi ‘seyyar’ tuvaletlerle bu iş bundan böyle Karaburun’da da, diğer etkinlikler düzenlenen kentlerde de geçici de olsa çözülebilir.
Ama o zamana kadar kime iş düşüyor?
Bu işten nemalanan esnafa!
Belli miktarda alışveriş yapmayana, yaşlıya, kadına, çocuğa, engelliye, hastaya bile ‘Paralı’ gözüyle bakan böyle esnaf olabilir mi?
Halbuki belediyeler sağlık yönünden ilk kontrol ettikleri yerler de mutfak ile tuvaletlerdir.
Ben de Yusuf Çınar gibi ‘Yazıklar olsun!’ diyorum…
Bunu ‘vicdansızlık’ olarak yorumluyorum…
Aynı sorun hemen her kentte yaşanıyor…
Bizler ne hale gelmişiz?
Seyahat edenler bunun önemini bilirler…
*- TUVALET KONTROLÖRÜ TURİZM BAKANI
Size bir anımı anlatayım:
Ödemişli Alev Coşkun, Amerika’daki eğitimi tamamladıktan sonra İzmir’e dönmüştü.
CHP İl Başkanı oldu…
Sonra İzmir Milletvekili..
Daha sonra Ecevit Hükümetinde Turizm Bakanı…
Kendisini takip ediyoruz!
Yol üzerindeki akaryakıt istasyonunda durdu, hızlıca tuvalete gitti.
İhtiyacını giderecek sandık, pislikten yanına bile yaklaşılamıyordu.
Sahiplerine gerekeni söyledi.
Bir baktık Ankara yolunda tüm akaryakıt istasyonlarında duruyor, tuvalet kontrolü yapıyordu.
‘Turizm Bakanı ilk iş olarak tuvalet kontrolü yaptı!’ şeklinde manşetler atılmıştı.
Ve o günden bu yana, şimdi tüm akaryakıt istasyonları, evlerimizde bile olmayan hijyende tuvaletlerle donatılmış bulunuyor.
Sağlıklı ve güvenli…
Bu işin ağababası da bence kadın yöneticilerden önce Turizm Bakanı Alev Coşkun idi…
*- ŞİRİNYER’DE DE KUYRUK VARDI
Yusuf Çınar ‘Tuvalet Kuyruğunu’ ve esnafın halini anlattı…
Şimdi yine önemli bir kuyruk hikayesini de yine usta gazeteci Halil kardeşimden dinleyelim,
Olay fotoğraflarla da belgelenmiş…
Söz Halil Vural da!
‘Bugün İzmir Şirinyer’de askıda ekmek kuyruğunda bekleyenler!
350 kişi saydım!
Ama sürekli artıyordu.
Tiplere bakınca, bu ‘utanç kuyruğuna’ girenlerin çoğunun kime oy verdiğini anladım!’
Aslında bu tür yorumlar pek doyurucu, inandırıcı olmadığı gibi biraz da geleneklerimize uymuyor.
Ama yine de insanlar bir şeyler söyleme ve rahatlamak istiyorlar.
Fakat ihtiyaç sahibi olmadığı halde, sıraların ön sıralarında bekleyenleri Ramazan’da iftar sofralarının baş misafirlerinin kimler olduklarını yöre insanları çok iyi biliyor ve tanıyorlar.
Sevgili Selahattin Haseki de bugün İhsan Yüce’den şu repliği paylaşmış;
‘Ulan ağaysa ağa be!
Onlar tok doğup, aç ölmekten korkarlar!
Biz zaten açız, korkunuz niye?
Hele bir uğraşsak, belki tok ölürük!’
*- YABANCI DEĞİL KARDEŞİ SUÇLUYOR
Bergama’dan gelen haber ise ‘Allah Allah!’ dedirtti.
Bergama'nın AKP'li Belediye Başkanı Hakan Koştu'nun kız kardeşi Hale Koştu Özyeşil, ağabeyinin malvarlığıyla ilgili olarak sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Özyeşil, "Başkan Koştu malvarlığını açıklasın" çağrısında bulundu.
Hale Koştu Özyeşil paylaşımı şöyle:
"Başkan Koştu malvarlığını açıklasın! Belediye Başkanı Hakan Koştu'nun öz kardeşiyim.
Sosyal medyada daha önceki paylaşımlarımız ve kamuoyundaki konuşulanlardan tarafımıza gelen sorular üzerine bu açıklamayı yapma gereğinde bulundum.
5 yıl önce abim kirada otururken Belediye Başkanı olduğu dönemde Bergama, İstanbul ve Almanya'da aldığı villaları ve yaşam standartlarındaki artışı aile geliri olarak açıklaması mümkün değil.
Hakan Koştu'nun kardeşi olarak bu malvarlığını açıklayacak ailemizin ek geliri yoktur.
Hakan Koştu belediye başkanı olmadan önceki ailemizin mütevazi yaşam standardı da bellidir.
Hakan Koştu'nun malvarlığındaki artışın ailemizin ek gelirinden kaynaklandığı bahanesinin gerçek olmadığını açıklamak isterim. Belediyede yapılan usulsüz ihalelerin detayı incelendiğinde gerçekler ortaya çıkacaktır.
Bu nedenle Cumhur İttifakı'nda Hamza Dağ'a oy vereceğimizi ama Hakan Koştu'ya asla oy vermeyeceğimizi bildirmek isterim. Partimizin ve ailemizin itibarını korumak nedeniyle bu açıklamayı yapma gereğinde bulundum."
Belediye Başkanı ise kardeşinin ifadelerine şöyle yanıt verdi:
“Tam seçim döneminde farklı siyasi görüşler ve grupların yönlendirmesiyle kız kardeşim Hale Koştu Özyeşil’in Facebook hesabından gerçeği yansıtmayan paylaşımları gündemi meşgul etmektedir. Siyasi olarak görüşümüzü desteklemesi zorunlu olmayan kız kardeşimin iddiaları hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır."