Erdoğan: TBMM darbelerden cuntalara nice badireleri atlatarak dimdik ayakta kalmıştır
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'in yeni açılış yılında konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Meclisimizin ilki milli mücadele ikincisi 15 Temmuz’da olmak üzere iki defa gazilik payesiyle şereflenmiştir. Nice badireleri atlatarak dimdik ayakta kalmıştır. Vesayetin tüm baskılarına rağmen daima milletin safında yer almayı başarmış bir kurum olarak tüm parlamentolar içinde özel bir yere sahip olduğuna inanıyorum. Artık ilk asrını tamamlayan cumhuriyetimizin binlerce yıllık zincirin son halkası olarak ilan ve inşa edildiği gerçeğini evlatlarımızın zihinlerine kazımamız gerekiyor. Gazi Mustafa Kemal’in 29 Ekim 1923 günü meclis kürsüsünde dile getirdiği şu ifadeleri sizlere hatırlatmak istiyorum; ‘Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.’
Kimsesizlerin kimsesi olarak tahayyül eden cumhuriyetimizin inşallah bu vasfına tam manasıyla Türkiye Yüzyılı’nda kavuşacaktır.
Maziden atiye kurduğumuz köprüyü ne kadar sağlam tutarsak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirme azmimiz de o kadar güçlü olacaktır.
Bunun için topyekûn millet ve onun temsilcileri olarak farklılıklarımızı zenginlik haline dönüştürerek ortak hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmalıyız. Hamdolsun artık meclisimizin kapısına kilit vurulduğunu milletvekillerinin istiklale maruz bırakıldığını, başbakanların ve bakanların idam sehpasına gönderildiği, vesayetin milli iradeyi hiçe saydığı dönemler geride kalmıştır. Meclisimiz ve milletimizle omuz omuza vererek hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz destanı bu bakımdan bir dönüm noktasıdır.
Şimdi önümüzde yeni bir görev ve yeni bir fırsat var. Bu da ülkemizi cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturmaktır. ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletimizindir” yazısının hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anaysa kamburundan kurtarmak hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. 41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın 2023’ün Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır. Bu gerçeği ekonomiden diplomasiye adaletten hak ve özgürlüklere çok geniş bir yelpazede farklı vasilerle şahit oluyoruz. Esasen yeni anaysa meselesi 10 seneyi aşkın süredir meclisimizin gündemindedir. Hatta yarım kalmış olsa da bu doğrultuda atılan kimi adımlar oldu. Cumhur İttifakı olarak 2021 yılında yeni anayasa için önce kendi hazırlıklarımızı yaptık ardından diğer siyasi partileri de hazırlık yapmaya davet ettik. Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Lafa gelince sürekli darbe anayasasından şikâyet edenler, iş somut adım atmaya gelince ne yazık ki konfor alanlarının dışına çıkmak istemediler. Buna rağmen ümidimizi asla kaybetmedik. Her anayasanın ayrı bir hikayesi vardır. Türkiye 1921-24-61-82 anayasalarıyla dönemlerinin olağanüstü şartları içinde tanıştı. Bugün ülkemizin şartlarının ilk defa demokratik sisteminin kendi tabii işleyişi içinde bir anayasayı hazırlamaya ve milletin takdirine sunmaya uygun olduğuna inanıyoruz. Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk seviyesi anaysa meselesinde 27 Mayıs 1960 darbesiyle başlayan kötü geleneği tamamen sona erdirmeye fazlasıyla yeterlidir. Devletin ve milletin ortak geçmişini ortak geleceğini kuşatmayan bir anaysa ülkeye fayda getirmez. Şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak grubu olsun olmasın tüm partileri tüm milletvekillerini tüm toplumsal kesimleri bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz.
Meseleye ülkenin ve milletin temel değerlerine kırmızı çizgileri net Türkiye Yüzyılı hedefimize uygun şekilde uzlaşmaya açık şekilde yaklaşabilelim. Bunu başardığımızda diğer tüm konuların üstesinden geleceğimizden şüphe duymuyorum. Türkiye milletimizin hayali olan böyle bir anayasayı hak ediyor. Türkiye ülkenin ve toplumun gerisinde kalan değil önünü açan ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin silahlarına meydan okutan bu necip millet demokrasi mücadelesini sivil anaysa ile taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor.
Bu vesile ile cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk döneminde tecrübelerin ışığında ortaya çıkan iyileştirme ihtiyacını da yeni anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirebileceğimizi ifade etmek istiyorum. Yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemi tartışmalarını sona erdirme imkanı bulacağız. Gördüğünüz gibi biz ülkemizi ve milletimizi Türkiye yüzyılı anayasasına kavuşturmak için her türlü uzlaşmaya açık davranıyoruz. Diğer siyasi aktörlerden de aynı yapıcı yaklaşımı bekliyoruz.