"Hızlı yaşamak böyle olur"
*- ÖNCE AHLAK!
Yazdım, Bırakın siyasetle ilgilenenleri, sıradan insanımız da biliyordu, belediyelerin borç batağı içinde olduklarını…
Yani iş sulandırılmadan, tebrik fasılları bırakılmalı, kollar sıvanmalı…
Kim ne derse desin, benim yürekten desteklediklerimin arasında Afyonkarahisar’ın kadın belediye başkanı 1980 doğumlu Hukukçu Burcu Köksal var.
Kökten CHP’li…
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar İl Kadın Kolları Başkanlığı görevinin ardından 25, 26 ve 27. Dönem Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili seçildi.
Seçimler öncesi, rakip partilerin yalan ve iftiralarına halkın önüne çıkarak açık ve net yanıt verdi.
‘Bölücüleri belediye binasından içeri sokmayacağım!’ dedi.
Kıyamet koptu;
‘Neymiş efendim, olur muymuş!’
Aday gösterilmemesini isteyenler oldu, kendi partisinden…
Hatta genel başkan sözlerini düzeltmek istedi…
Ama Burcu Köksal, her şeye rağmen sözlerinin arkasında durdu…
Bazı belediye başkanları seçildikten sonra, kayıt altına alınan konuşmalarını bile inkar etmek durumunda kaldılar, kendi partilerinden gelen tepki ya da telefonlar sonunda…
Örneğin AKP’li önceki başkanın yerine aday gösterilip kazanan yeni AKP’li Başkan Sami Er!
Sami Er, bir önceki başkan Selahattin Gürkan’dan 17 milyar 80 milyon 45 bin 700 TL borçla belediyeyi devraldığını açıkladı, sonra da personelin maaşlarını borç alarak ödediğini belirtti.
‘Belediye Meclisi’nin kararı olmadan büyük miktarda borç alınamayacağı’ belirtilince de, ‘Ben bilmez miyim, öyle bir şey söylemedim!’ dedi.
Ama aklına gelmeyen, devletin tüm işlemleri gibi, belediye meclislerinin toplantıları ve konuşmalar da kayda alınıyor…
Neyse bilgi olarak anlatmaya çalıştım, ileride daha çok böyle olaylara tanık olacağız, geçmişte de olduğu gibi…
Yöneticiler umarım ağızlarından çıkana dikkat ederler.
Belirttiğim gibi Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal gibi açık ve net olurlar.
*- GİREN ÇIKAN BELLİ DEĞİL Kİ
Afyon Belediye Başkanı Köksal koltuğu oturduktan sonra açıkladı: ‘Belediye binasında gizli kamera ve böcek var…’
Bu ilk değil…
Önceki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlarından Aziz Kocaoğlu ile bir sohbette söylemişti:
‘Odamda böcek denilen dinleme cihazları var!’
‘Peki sen ne yapıyorsun?’ diye sorduğumda, ‘Hiç ne olacak, gizlimiz saklımız yok!’ demiş, daha sonra da emniyete duyurmuştu.
Başbakanlığı sırasında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, benzer açıklamayı yapmış, makamındaki böcekleri aratıp bulmuştu.
Bunları yerleştirmek zor değil…
Gizle kameralar için de geçerli bu söylediğim…
Uzmanlar için çocuk oyuncağı, polis – adliye muhabiri arkadaşım Nuri Bilim de bu konuda uzman sayılır.
Bir gün gizle kamera ve böcek denilen dinleme cihazlarının örneklerini göstermişti.
Sonra da, ‘Bunlar ekmek peynir gibi satılıyor!’ diyerek İzmir’in Basmane ve Çankaya semtlerinde satılan yerleri anlatmıştı.
Eşlerinden şüphelenenlerin ‘suçüstü’ yapmak, ya da ‘İşyerlerini kontrol altına almak için’ benzer uygulamaları yaptıklarını duyduğumuz gibi biliyoruz da…
*- ÇOĞUNLUK İSTİYOR
… Ve Başkan Burcu Köksal, başkanlık binasından sokağa çıktı…
Yanına aldığı zabıta memurları ile belirledikleri sığınmacıların ruhsatsız işyerlerini mühürledi.
Neredeyse tamamı Suriyeli olan ruhsatsız işyerleri sahiplerine bundan böyle kesinlikle işyeri açma izni vermeyeceklerini de belirtti.
‘Afyonkarahisar’dan başka kentlere gitsinler, biz bunları istemiyoruz’ dedi…
Siyasiler seçimlerde ne diyorlardı?
‘Halk ne derse o olur?’
Halkın ne dediği Afyonkarahisar’da da, Bolu’da da ortaya çıktı…
‘İstemiyorlar!’
Acıdıklarımız, üzüldüklerimiz var, ama ‘Dipdiri’, ‘Kazık gibi’, ‘asker kacakları’ ya bana göre ‘Vatan hainleri’ ile ‘soyguncu’ ve ‘Lejyoner’ gibilerin içimizde yerleri olmamalı…
Dr.Turan Çömez Balıkesir’in bir yerleşim merkezinde 3 bin yerli halk, 2 binin üzerinde mülteci ya da sığınmacı olduğunu, özellikle tatil günü olarak belirlenen Cuma günleri kadın ve gençlerin sokağa çıkamadıklarını, normal zamanda bile parklara gidemediklerini birkaç gün önce bir televizyon programında iddia ederek, konuyla ilgili araştırma yapılmasını, uyarı görevi yaptığını söyledi.
Her halde önümüzdeki günlerde geniş bilgi sahibi oluruz.
*- ATSAN ATAMAZSIN Kİ!
Bu anlattıklarım hikaye gibi…
Arada, satır aralarında belediye başkanlarının görev ve sorumluluklarını örnekler vererek anlatmaya çalışıyorum.
Tabii ki, yakın çalışma arkadaşları, tabiriyle ekipleri olacaktır.
Onlara bir şekilde ‘kılıf’ bulunuyor…
Sıfatlar da veriliyor…
Ama 457 sayılı Devlet Memurları Yasası başta olmak üzere, bir şekilde görevde olanlara dokunamazlar…
‘Atsan atılmaz, satsan satılmazdır’ bunlar…
En fazla yerlerini değiştirirsin…
Ama içlerinden gelmiyorsa, ya da rahata alıştılarsa çalıştırmak hiç de kolay değildir…
Mahkemeler de, nasıl halk arasında ‘kiracıdan yana’ diye biliniyorsa, belediyelerde de kurumlarda da ilk akla gelen ‘işçiden yana’ yasa maddeleri olmasıdır.
Bir de ‘sendika’ vardır…
Sendikalar da ikiye üçe ayrılır.
Sarısı da vardır, mavisi de…
Yeri gelmişken söyleyeyim ve önereyim:
Yerel ve genel seçimlerden altı ay öncesi ve sonrası kesinlikle ‘toplu sözleşme’ yapılmamalıdır.
Bol keseden verilenler, vaatler, atılan imzalar hep şehrin aleyhinedir.
Kasalar boşaltılır…
Gelir- Gider hesaplarını bakılmaz, siyasi istikbal ve koltuk davası önceliklidir.
Toplu sözleşmeler. Belediyelerin önlerinde önemli tehdit haline getirilmiştir. Hak aramadan çok, birilerinin hesap- kitap yapıp kendilerini ve yandaşlarını korumak için bir sıçrama tahtası halidir.
‘Çalışanın hakkı’ gibi kutsal bir hizmeti yaptıklarını anlatırlar ama bu gösterişin ve menfaat hedefine ulaşmanın bir yoludur.
Anımsayın bakın, seçimler öncesinde belediye başkanlarını ‘grev’ ve ‘oy tehdidi’ ile etkisiz hale getirmeleri…
İşçiler bizim canımız…
Ama işini yapan, akşamları yatağa girdiklerinde ‘alın teri’ ile kazandıklarının huzurunu yaşayanlar için söylediğimiz…
Bankamatik memurları, çalışanları gibi ay başını bekleyenler değil…
*- GÖZ YUMULMAMALI
Şöyle bir söz vardır:
‘Herkesi olduğu gibi kabul etmek demek, her yanlışa göz yumacağız anlamına gelmez!
Bilakis, herkesi olduğu gibi görür ve kabul edersek, onlara karşı hangi mesafede duracağımızı da tayin edebiliriz…’
Normal yaşantımızda normali bu…
Neden resmi kurumlarda, özellikle belediyelerde bu kural ve düşünce işletilmez?
‘Bizden sizden!’ gibi ayrımcılık yapılır, liyakat yok edilir.
Umarım belediyelerimizde yeni dönem daha güzel ve başarılı geçirilir.
*- BIRAKIN BU AYRIMCILIĞI
Bu arada Ankara’da ‘çalıştay’ için toplanan CHP’li belediye başkanlarının coşkulu fotoğraflarını inceledim…
Canımı sıkan oldu…
İzmir yine üvey evlat muamelesi gördü.
Kendisin hakkında ‘şüphelerim’ olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay sanki sığınmacı gibi uzağa atılmıştı, kıyıya doğru….
Her ne kadar İzmirli CHP’lilerden ve halktan, sandık boykotu ile oy alamadıysa da, yine de, özellikle ikili oynayanların, sözde şans tanıdıkları ve ‘İzmirli’ diye tanıttıkları AKP’nin adayı İmam Hatip Kökenli avukat Hamza Dağ’a fark attı.
Herkes biliyor;
Bir oyla da olsa İzmir’de CHP mutlaka kazanır!
*- EMPATİ ÖNEMLİ
Elbette, İlişki sorunları bazen karmaşık ve zorlayıcı olabilir.
İşte bazı genel tavsiyeler:
İyi bir ilişki için iletişim çok önemlidir. Duygularınızı ve düşüncelerinizi dürüstçe paylaşın. Aynı zamanda karşınızdakinin de sizinle açık iletişim kurmasına izin verin.
Çalışanınızın, duygularını anlamaya çalışın. Empati göstermek, ilişkinizi güçlendirebilir.
Personelin görüşlerine ve sınırlarına saygı göstermek, sağlıklı bir ilişki için önemlidir.
Sorunlar ortaya çıktığında, birlikte çalışarak çözüm arayın. Tartışmaları yapıcı bir şekilde ele alın.
Birlikte keyif aldığınız aktivitelere zaman ayırın. Bu, karşınızdakiyle ilişkinizi güçlendirebilir.
İyi bir ilişki, bireysel mutluluğunuzdan geçer. Kendinize iyi bakın ve kendi ihtiyaçlarınızı, ev halkınızı da unutmayın, unutturmayın.
Unutmayın ki her ilişki farklıdır ve her insanın, çalışanın ihtiyaçları farklıdır.
Bu tavsiyeler genel bir bakış açısı sunar, ancak sizin durumunuza en uygun olanı bulmak sizin elinizde…
Zaman doğruyu gösterecektir.
Ama her işi de zamana bırakmamak gerekir…
Bence en önemlisi, özellikle yöneticilerin ve tabii ki konumuz başkanlar olduğuna göre, aniden çalışma alanlarına gidip görevin yapılıp yapılmadığını kendi gözüyle tanık olmalıdır.
Oturup zaman mı geçiriyorlar, yoksa işlerini sağlıklı bir şekilde yapıyorlar mı?
*- ÖNCE AHLAK!
Yazdıklarımın özeti şöyle:
Müşteriyi kazıklamanın ‘Ticari Zekâ!’,
Halkı sürekli kandırmanın, ‘Siyasi Zekâ!’,
Ambulansın arkasına takılmanın ‘Pratik Zekâ!’,
Şike yaparak kazanmanın, ‘Sportif Zekâ!’,
Niyeti suiistimal etmenin, ‘Kıvrak Zeka!’,
Olarak algılandığı bir ülkenin, zekaya değil, ‘ahlaka’ ihtiyacı vardır.
Yöneticilerimiz ahlaklı olsunlar, şeffaf olsunlar, yaptıklarını anlatsınlar, hep göz önünde olsunlar yeter!
Çalışma arkadan gelir, hem de başarı…
*- 21 NİSAN PAZAR GÜNDEMİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 5.’si düzenlenen Maraton İzmir etkinlik programı
Saat 07.00: 10 kilometrelik koşunun startı –(Şair Eşref Bulvarı eski İZFAŞ binası karşı şeridi)
Güzergah: Mustafa Kemal Sahil Bulvarı üzerinden köprü tramvay durağı-köprü tramvay durağı’ndan eski İZFAŞ binası karşı şeridi)
Saat 08.00: 42 kilometrelik koşunun startı -(Şair Eşref Bulvarı eski izfaş binası önü)
Güzergah: Alsancak üzerinden Karşıyaka, Bostanlı İskelesi’ne gelmeden dönüş –Mustafa Kemal Sahil Bulvarı-İnciraltı-İzmir Marina-Mustafa Kemal Sahil Bulvarı-eski İZFAŞ binası önü
Saat 10.30: 10 kilometrelik koşunun ödül töreni, saat 13.00: 42 Kilometrelik Koşunun Ödül Töreni
Yer: Kültürpark çim alan…