İzmir’de sağlık emekçileri, sağlıkta şiddeti protesto etti

Sağlıkçılar isyan etti

İzmir’de sağlık emekçileri, sağlıkta şiddeti protesto etti

Sağlık emekçileri, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptıkları basın açıklamasında sağlıkta şiddet protesto etti. Son dönemlerde sağlık emekçilerine yönelik artan şiddet olaylarına tepki gösterilen açıklama, ‘Artık Yeter, Görevimizin Başında Şiddet İstemiyoruz’ başlığıyla gerçekleştirildi. İzmir Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Birlik Ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, İzmir Aile Hekimleri Derneği, Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Tüm Radyoloji Teknisyenleri Ve Teknikerleri Derneği temsilcilerinin katıldığı açıklamayı İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak okudu.

Suç mahalli haline geldi

Tüm sağlık emekçileri olarak sağlıkta şiddetin hemen sonlandırılması için acil önlem alınmasını ve etkili yasal düzenleme yapılmasını talep ettiklerini belirterek sözlerine başlayan İzmir Tabip  Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak, son süreçte yaşanan sağlıkta şiddet olaylarına dikkat çekti. Dr. Kaynak, şunları söyledi: “Son olarak Kocaeli ve Urfa’da tanık olduğumuz olaylar sağlıkta şiddetin artarak devam ettiğinin göstergesidir. Hastalar ve yakınlarınca sağlık çalışanlarına yönelik sözel ve fiziksel şiddet yanında hastanelerin silahlı grupların hesaplaşma alanı olmasıyla sağlık kuruluşları birer suç mahalli haline gelmiştir. Sağlık Bakanlığı kaynaklarına göre 2017 yılında 7751 olan beyaz kod sayısı 2021 yılında 102 bine dayanmıştır. 2021 yılındaki beyaz kod vakalarının sadece 7300 tanesi savcılığa intikal etmiş, Sağlık Bakanlığının hukuki desteği ise ancak yüzde 10 dolayında kalmıştır. Bu durum, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, kamu yönetiminin, sağlıkta şiddet konusunda samimiyetsiz bir yaklaşım içinde olduğunun kanıtıdır.”

Politik tercihin sonucu

Yaklaşık 21 yıldır ‘Sağlıkta Dönüşüm’ başlığı altında yürütülen sağlık politikasının temelinin; hekimlerin ve sağlık çalışanlarının itibarsızlaştırılmasına dayandığını vurgulayan Dr. Kaynak, “En tepeden en alta kamu yöneticilerinin gösterdikleri yaklaşımdan bu itibarsızlaştırmanın bilinçli ve ısrarlı bir siyasi program olduğu anlaşılmaktadır. Sağlıkta dönüşüm olarak tanımlanan sürecin dört ayağı vardır; hastalar müşteri olarak konumlandırılmıştır, sağlık tesisleri, birer işletme olarak konumlandırılmıştır, sağlık hizmeti sadece üçüncü basamakta çözümlenmeye yönlendirilmiştir, hekimler ve sağlık çalışanlarının birer bant işçisi konumuna getirilmesi çok önemli bir insan kaynağının, hesapsızca ve hunharca tüketilmesi ve ziyan edilmesidir. Tüm bu nedenlere ‘sağlıkta şiddet’ politik bir tercihin sonucudur. Siyasi iktidarın tıkanmış ve yürümez hale getirdiği sağlık sistemini, yürüyormuş gibi göstermek için, ‘devletin zor kullanma yetkisini vatandaşa devrettiği’ bir alan haline gelmiştir. Adeta yurttaşa, ‘Git sağlık sisteminden istediğini almaya çalış, alamadığında şiddet kullanabilirsin, sana cezasızlık vaat ediyorum’ şeklinde bir zımni kabul algısı yaygınlaştırılmıştır” açıklamalarında bulundu.