KARAMOLLAOĞLU: ERDOĞAN DAHA KISA PANTOLONLUYKEN ERBAKAN'LA ÇALIŞTIM
Erdoğan'a yanıt veren Karamollaoğlu, 'Erdoğan daha kısa pantolonluyken, 1967’de Erbakan ile çalıştım' dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, TV5'te "Gündem Türkiye" programında Mustafa Yılmaz'ın sorularını yanıtladı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Karamollaoğlu’na yönelik "Sen Erbakan'la ne zaman tanıştın? Ben Erbakan Hocam partiyi kurduğundan beri gençlik kolları başkanı oldum. Sen ise sonradan katıldın" ifadelerini kullanması gündem olmuştu.
Temel Karamollaoğlu, canlı yayında Erdoğan’ın sözlerine yanıt verdi. Karamollaoğlu, "Tayyip Bey, 'ben gençlik kolları başkanıydım' dediği zaman ben askerdeydim. Yedek subay olarak askerliğimi levazım amirliğinde yaptım. Asker dönüşü partide üyelik sonrasında Fatih İlçe Başkan Yardımcısı oldum. Ben öyle tepeden başlamadım. Tayyip Bey gençlik kollarındayken ben Fatih İlçe Başkan Yardımcısıydım. Bunun için Tayyip Bey bunları bilmiyor diye düşünüyorum" dedi.
'Hepsini birden yazmaya kalksam ciltler tutar...'
Karamollaoğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Hemen şunu ifade edeyim. Daha Erdoğan kısa pantolonluyken o daha 13 yaşındayken ben Erbakan Hoca'yla Konya'da çalıştım. 1967 yılında. Ben Erbakan'ı ilk defa Odalar Birliği'ndeyken 1967'de tanıdım. Odalar Birliği'nde döviz dağıtımını yaparken benim gibi beş arkadaşa o görevi vermişti. Bana da tekstilde Odalar Birliği'ne tahsis edilen dövizin dağıtımını bıraktı. 10-15 milyon dolarlık bir talep var, 1,5 milyon dolar bize verdiler ben de onu 300-500 firmaya dağıttım. Sonra bu hakkı hükümet iptal etti. Arkasından bizim 300-500 firmaya verdiğimiz dövizleri, üç-beş firmaya verdi. Ne zaman 1968. Sonra ne oldu Erbakan Hoca Odalar Birliği Başkanlığı'na aday oldu. Ben onunla beraberdim, Tayyip Bey 14 yaşına geldi. Ben onunla beraberdim. Erbakan Hoca her cuma bir yerde namaz kılar, üç-beş arkadaş bizler de onunla beraber kılarız. O günkü şartlarda beraber etli ekmek yeriz, pide yerdik. Arkasından da Erbakan Hoca, tasavvurlarını, düşüncelerini, hatıralarını anlatırdı. O kadar çok hatıra anlatırdı ki ben hepsini birden yazmaya kalksam emin olun ciltler tutar."