KILIÇDAROĞLU:NEOLİBERAL TEK ADAM REJİMİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, 'Değişime bu vahşi neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız' dedi.

KILIÇDAROĞLU:NEOLİBERAL TEK ADAM REJİMİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda Kahramanmaraş merkezli depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Hatay'daki 6.4 ve 5.8 büyüklüğündeki depremlerin ardından yarın bir kez daha CHP'li belediye başkanları ile birlikte Defne ilçesine gideceğini ifade etti.

6 Şubat gecesi haberi aldığında dehşete düştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Gördüklerim nasıl anlatılır bilmiyorum. Rüyada gibiydik. Gördüğümüz gerçek olamayacak kadar korkunç ve kabustu. Kadim şehirlerimizde ölümden başka hiçbir şey yoktu" diye konuştu.

"Bizim bir iktidarı değiştirmekten çok daha derin meselelerimiz var" diyen Kılıçdaroğlu, "İktidarı değiştireceğiz, orası kolay. Değişim iktidarı değiştirmekten büyük olmalı. Zihniyeti değiştirmemiz lazım. Bu ülkeyi enkaz altında bırakan düşünce şeklini kurutmamız lazım. Değerlerimizi yeni baştan örmemiz lazım. Devlete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerek" ifadelerini kullandı.

"Değişime bu vahşi neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız" vurgusunu yapan Kılıçdaroğlu, "Halkı ilgilendiren her alana sirayet edecek değişim. Şafak söktüğünde evsiz barksız kalanlar yuvalarını yeniden bulacak" dedi.

Grup toplantısında 15 dakika konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Her acıdan ders çıkarmak insan olmanın gereğidir. Aklımızı kullanıp, bilimi kullanıp acıları topluma yaşatmamak her siyasetin temel görevidir. Yarın belediye başkanlarımızla birlikte Defne'ye gideceğim.

Büyük bir felaket yaşıyoruz. Haberi aldığımda hepiniz gibi dehşete düştüm. Sonra en iyisi hemen depremin olduğu bölgeye gitmek geldi. Başkanlarımızı aradım 'Kalkın gidiyoruz' dedim. Hatay'a vardık. Gördüklerim nasıl anlatılır bilmiyorum. Rüyada gibiydik. Gördüğümüz gerçek olamayacak kadar korkunç ve kabustu. Kadim şehirlerimizde ölümden başka hiçbir şey yoktu. İnsanlar isimleri haykırıyordu sokaklarda; evlat, anne, baba, kardeş isimleri... Gece indiğinde tümüyle tükenmiştik.

Buz gibi bir soğuk gerçek bir zifiri karanlık. Yatacak yer arıyoruz kendimize. Dinlenmeye çekildim ama dinlenmek, uyumak mümkün değil. Gözlerimi kapatıyorum o çocuklar, o isimler gitmiyor aklımdan.

Bu ülkede her şeyi bölüştüler, acılar hariç. Yarın torunlarım büyüyecek, 'En zor zamanlarda sen neredeydin, ne yapıyordun' diye soracaklar. İşte o an içimde bir şey koptu. Anladım ki ben eski ben olamayacağım. Aynı Kemal değildim.

Telefonlar çekmiyor, Danışmanım Ömer araçta olacağını söylemişti, o da uyumuyordu. 'Haydi Ömer halkımıza seslenmemiz lazım' dedim. Erdoğan ile siyaset üstü 'Hizalanmayı reddediyorum' dedim. 'Dayanışacaksam milletimle dayanışacağım' dedim. Onlar varken 'Erdoğan ne Allah aşkına diye sordum' kendime.

Milletimize seslenmek istiyorum ama internet yok. Saat gecenin 2'si. Ne düşünüyorsam amasız, fakatsız söyledim.

Ey halkım; sen daha iyi olmayı hak etmiyor musun? Halkına hep hüzün ören bir ülkede yaşamaya devam mı edeceğiz? Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı daha iyi olmasın mı? Halkının derdine koşamayan bir devleti düzeltmeye çalışmayacak mıyız? Yazımızı öldürdüler bir baharı yaşatmayalım mı?

Net konuşmamız lazım. Bizim bir iktidarı değiştirmekten çok daha derin meselelerimiz var. İktidarı değiştireceğiz, orası kolay. Değişim iktidarı değiştirmekten büyük olmalı. Zihniyeti değiştirmemiz lazım. Bu ülkeyi enkaz altında bırakan düşünce şeklini kurutmamız lazım. Değerlerimizi yeni baştan örmemiz lazım. Devlete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerek.

Rant peşinde koşanlar bizi yönetiyor. İş insanları yasa boşluklarını dolduruyor. Kibir alkışlanıyor, düzen aynen devam ediyor. Büyük küçük herkes rantın peşinde. Biz ne yaptık kendimize böyle? Nedir bu haram sevdası böyle?

Elbette önce bu düzeni suçlayacağız. Bu düzeni onlar getirdi. İğneyi kendimize batırmak zorundayız. Siyasete giren anormal şekilde zenginleşiyor. Biz siyasiler de oy kaybederiz diye imar aflarına el kaldırıp, indiriyoruz. Defter tutuyorlarmış, zıvanadan çıktılar. Onlar bambaşka bir evrende yaşıyorlar.

Değişmemiz lazım. Düzenin çalışma şeklini kökünden değiştirmemiz lazım. Siyasetin yapılma şeklini değiştirmemiz lazım. Davranışlarımızı değiştirmemiz lazım. Her şeyi temelden değiştirmek zorundayız.

Değişime bu vahşi neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız. Halkı ilgilendiren her alana sirayet edecek değişim. Şafak söktüğünde evsiz barksız kalanlar yuvalarını yeniden bulacak. Depremler hep olacak. Ama devlet artık depremler karşısında aciz kalmayacak. Bu kabus bir daha yaşanmasın. Haramdan, düzensizlikten, yalandan, riyadan siyaset elini çekecek.

Kayırma bitecek, suistimal bitecek, açgözlülük, rant bitecek. Her birimiz elimizi taşın altına koyacağız. Önce inanacağız. Birbirimize inanacağız. Adaleti getireceğimize inanacağız, daha iyisini hak ettiğimize inanacağız.

Deprem gecesinden beri dayanışma içinde olan onurlu halkımız için inanmak zorundayız. Halkımız için bu ülkeyi yeniden kuracağız. Kural koyacağız, asla çiğnetmeyeceğiz. Artık imar aflarını ağzımıza almayacağız. Kurumlar inşa edeceğiz, tek adamlar asla bu coğrafyada asla olmayacak. Bu harami düzeni mutlaka değiştireceğiz.

Yarın çocuklarımız sorduğunda, 'Bu kabusu biz bitirdik' diyelim."