KORKU AKLIN DÜŞMANIDIR

KORKU AKLIN DÜŞMANIDIR

Çocukluk döneminden bu yana  sürekli bir korkuyla yaşamaya, alıştırılmak istenen  bir toplumuz. Çocuk yürümeye başlar başlamaz, oraya buraya dokunma, yaramazlık yapma, sus ağlama, seni  hayaletler öcüler götürür gibi, anne baba ve çevreden korkutarak ve bazen de tokat atılarak yetişen nesillerin  çocuklarıyız.  Bütün bu zorluklara rağmen, okuyup birer meslek veya birer iş sahibi de olunmuştur. Unutmamak  gerek ki o zamanlarda  ne internet ne de akıllı telefonlar vardı.  Fakat öğrenme merağı çoktu. Günümüz de ise her türlü imkan var  anne ve baba çocuklar dan korkar bir duruma geldi ve getirildi. Çocukluk döneminden  sonra, bakarsın büyümüş ilk ve ortaöğretime başlamışsın. Karşımıza öğretmen ve müdür çıkar ödevler ve görevler verilir,  konu üzerinde çalışmadan, boş vakitlerimizi akıllı telefonları akılsızca    kullanarak yapamayacak olur,  öğretmen birşey der korkusuyla içimize kapanarak, o yıllar da böyle geçer. Sürekli bir korku ve tedirginlik  içinde yaşar dururuz. Eğitim ve öğretim hayatında başarılı olur, üniversite ye başlarsın veya başarısız olur, bir meslekte işçilik yaparız. Üniversite de geleceğe dair  fikrini söylemek istersin hemen karşıt görüşteki,bir öğretim görevlisi veya rektör seni terörist  bölücülük veya gericilikle  suçlar,  korkutulursun  konuşamazsın. Sürekli kendin ile  bir savaş halinde  olursun. İşçi için  eylem yapmak onun  doğal anayasal hakkıdır, örgütlenip  bir sendikaya üye olmak ister, sigorta  ve sekiz saat çalışmak isteme cesaretin de bulunsa yıllarca çalıştığı işten, tazminatsız atılacağı korkusuyla susar. İşçilik hayatında, patron müdür veya ustadan çekinir korkar  Siyaset yaparsın, özgürce bir düşünceni fikrini beyan etmek istersin, hemen çamur at izi kalsın mantığı ile vatan hainliği damga vurup, korkutulup  susturulursun. Sıradan bir vatandaş, sosyal medyada öneri  fikir ve bilgi paylaşmak ister, yine korkar susturulur. Vatandaş sokakta yönetimi hükümeti eleştirmek  ister, yine beni şimdi alırlar götürürler karakola diye, susar korkarsın. Kısacası çocukluk yaşında başlayıp, her dönem de her yaşta korkutulup susturularak yönetilmek istenilmektedir. Empati den yoksun,  korku ve şiddete dayalı, bencil yetişen bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. 
Şu bir gerçek ki, korku aklın düşmanıdır. Korkutularak yönetilmek istenen bir kişi veya bir halk hiçbir alanda  başarılı olamaz. Çünkü bir insan içinde ki, duygu ve düşüncesini özgürce ifade edemez ise, nasıl anlaşılacak? Özgürlük, bir başkasının özgürlüğünü kısıtlamak olmamalıdır. 
Çocuk annesi babası tarafından dinlenmeli konuşmalı, Öğrenci öğretmen ile konuşmalı anlaşılmalı, işçi patron sendika ile konuşmalı anlaşılmalı, vatandaş  yönetim ile konuşmalı anlaşılmalı. Bu da ancak günün ve zamanın koşullarını iyi değerlendirerek ,bilimsel ve çağdaş bir eğitim ile olabilir  düşüncesindeyim. 
Aşık veysel'in aşağıdaki dörtlüğü ile bitirmek istiyorum. 
Kim okurdu kim yazardı. Bu düğümü kim çözerdi. Koyun kurt ile gezerdi. Fikir başka başka olmasa. 
Mustafa KIZILÖZ