KRONİK SORUNLARI DEĞERLENDİRDİ

Çiğli’de uzun yıllar inşaat sektöründe hizmet veren İnşaat Mühendisi Güven Dursun, ülkemizin kronik sorunları; çarpık kentleşme, artan inşaat maliyetleri ve imar barışına dair önemli bilgiler verdi.

KRONİK SORUNLARI  DEĞERLENDİRDİ

Kürecik TV Kültür ve Sanat Dergisi’nde ilk sayımızda Güven Dursun’u tanımak ve içinde bulunduğu sektör ile ilgili var olan sorunlarını konuşalım istedik. Çarpık kentleşmeden inşaat maliyetlerine, imar barışından ev ekonomik krize geniş bir yelpazede sorularımızı yanıtlayan Dursun, samimi açıklamalarda bulundu. 

İlk olarak Güven Dursun kimdir? Bu soruyla başlayalım isterseniz.

1975 Varto doğumluyum. Evli ve İki çocuk babasıyım. İlkokul, ortaokul ve liseyi Varto’da bitirdim. Tabi üniversite için hazırlık yaparken Varto’da aslında liseyi de kredi sistemle okudum o sistemin çarpık eğitim düzeyde ve eksikti. İzmir’de bizim yatırımlarımız vardı. Babadan kalma yatırımlar Tabi Varto’da artık eğitim olanağı da olmayınca liseden sonra. İzmir’e ailece yerleştik bir yıl hazırlık sürecinde dershaneye gittim sonra üniversite hayatım başladı Kütahya’da okudum. Mezun olduktan sonra birkaç çeşitli işlerde çalıştım. Rusya’da çalıştım, Irak’ta çalıştım. Oradan döndükten sonra Türkiye’de özel sektörde çalıştım. 2006 yılında inşaat mühendisi olarak, Dursun Mimarlık, kendi firmamızı kurduk. Kardeşimin biri inşaat teknikeri, kız kardeşim de mimar olarak Çiğli’de iş hayatına başladık. Yaklaşık 17 yıldır Çiğli’de iş yapmaya çalışıyoruz. Proje birimi ayrı. İnşaat taahhüt kısmı da ayrı bir şekilde gidiyor.

ÇARPIK KENTLEŞME SORUNU

Çarpık kentleşme ülkemizin ve yaşadığımız kentin en büyük sorunudur. Çarpık kentleşme sorununu önlemek kimin görevidir? Bu sorun nasıl önlenebilir?

Kentlerde çarpık kentleşmeyi önleyebilecek kurumlar elbette başta belediyelerdir inşaat mühendisler odası ve şehir plancılarıdır. Çarpık kentleşmenin aslında birkaç tane nedeni var. İnsanların bulunduğu koşullar, o günkü maddi gücün yetersizliği yapılaşmanın önüne açıyor. Kurumların da insanları deprem ve sağlıksız yapı konusunda bilinçlendirilmesi gerekir maddi gücün eksikliği bu çarpık kentleşmeyi ortaya çıkarıyor. Diyelim ki; Varto’dan bir aile gelmiş bakıyor akrabası nerde yaşıyorsa, o da Dar imkanlarla onun yanına derme çatma bir yer yapmış. Çünkü zaman geçmiş çocuğunun okul derdi iş derdi var köylerde var olan malını üç beş koyunu satıp geliyor buraya. Kalacak bir evi var mı? Var. Sonra belli bir süreden sonra evet insanlar ruhsatlı yapıya geçmek istiyor ama bu sefer de farklı şeylerle karşılaşıyor. Mesela belediyenin ruhsat aşamasını düşündüğünde çok ciddi maliyetler çıkıyor. İnsanlar o yaptığı evin ömür boyunca kalmayacağını biliyor bütün yatırımını yaptığı evi barınmak için kullanıyor yenilemek sağlıklı düzeyde ruhsat alarak depreme dayanıklı bir yapıya dönüştürebilir ama İnsanlar bakıyor mahalleye; ya işte o yapmış, ben de yapayım. Hani ne olacak? Çünkü bununla biz çok karşılaşıyoruz.

Çarpık kentleşmenin ortaya çıkardığı sorunlar nelerdir?

İnşaat mühendisi bu şekilde çarpık yapılaşma olmasına kesinlikle karşıyım. Yani o çarpık yapılaşmanın getirdiği büyük riskler var mesela deprem gibi ikincisi. İnsanların sosyal, psikolojik olarak her şey aslında oradan başlıyor. İnsanlar bu sürecin farkına varınca imar barışı gibi yaptığı binayı para vererek ruhsat almaya çalışıyor. Bugüne kadar siyasi rant uğruna bunları göz yumuldu. Siyasi rant uğruna. Yani Güzeltepe’de ya da harmandalı da insanlar bir sürü bina yaptı zamanında. Görmezden gelindi. Siyasi rant uğruna yapılan yapılar aslında sağlıksızdı. Farklı sorunlar çıkaracağını, deprem bölgesi, depremde insanlar kendine mezar hazırladığını bile bile insanlara git yap diyorsun. Ama bunu bu şekilde insanlar doğru bilgide birleştiğinde doğru bilgi verdiğinde emin olun

İnsanlar bugüne döndüğünde ya keşke o zaman yapmasaydım diyebiliyor. İmar Barışı çıktı. Çoğu insan bana geldiğinde ben şunu dedim yani eğer ruhsatlı yapıysa sıkıntı yok ama kırk elli yıllık binayı şimdi imar barışına girsen ne olacak ya devlet ve belediyeye. İnsanları müşteri olarak görüyor? Para verirse ben sana ruhsatı veririm.

PİYASADA KRİZ VAR

İnşaat maliyetleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Yüksek inşaat maliyetleri den yakındı son iki yıla bakıldığında aslında bir şey altında kalktığımız yok. Sadece bir şeyin altındayız. Onu biliyoruz ama kalkıp kalkmayacağımızı da bilmiyoruz maliyetler günden güne artıyor. Bugün mesela faiz diyorlar yüzde dokuz. Halbuki faiz oranları çok yukarılarda. Dolar almış başını gitmiş piyasada kriz var. Ama bir de insanların kendi yarattığı bir algı var. O algı krizi derinleştiriyor. Mesela demir. Üç liraysa al sana iki lira. Rekabet yok. Bunu denetleyecek bir güç bir mekanizma yok aslında. O gücü denetleyen devreye giren bir yapı olmalı hani nasıl sen kiraya oran koyuyorsun? Malzeme için de yapılmalı insanları mesela barınma noktası dediğiniz şey ikincisi gıda. İnsanlar olmazsa olmazıdır. Yani buna aslında devletin bir şekilde destek çıkıp asgari düzeyde bunu tutması lazım. Ama öyle bir şey yok yani. Şu an evet inşaat yapıyoruz. Bir sabah kalkıyorum, bakıyorum. Demir artmış, beton artmış onu geçtik. Şu an inşaatta görünmeyen bizim sektörde yüz tane kalem var. Öyle küçük kalemler var ki yüzde bin zam altmış. Yani bir liradan, bin lira olmuş. Aslında çok küçük gözüküyor ama eli kalem olduğu için maliyet artıyor. Bu aşamaya baktığım da inşaat üretim yapılacak ama belli süreden sonra üretim yapılmayacak. Çünkü insanlar birikim yaptığında tekrar satması lazım üretime sokması lazım ki işleyiş ilerlesin satış yok malzeme yüksek arz talebi geçiyor, burada büyük sıkıntılar var demektir.

Peki sizce günümüz koşullarında bir evde kaç asgari ücretli çalışırsa ev sahibi olma fırsatı olur?

Asgari ücretle ev almayı geç insanlar kirasını ödeyemiyor. Bir buçuk yıl önce Çiğli’ye baktığımda Ataşehir, Çiğli, Harmandalı’nda herkes benim müşterimdi. Herkese müşteri gözüyle bakıyordum ama artık ben yüzde 90’ına müşteri gözüyle bakamıyorum çünkü alım gücü yok. Daireleri 300-400 bin TL’ye satıyordum. Fiyat öyleydi. Şu an 300 bin olan bir daire, 3 milyon oldu ama kişinin parası yine 300 bin. Ciddi anlamda piyasa kötü. Yarın bir gün insanlar çadırda yaşamaya başlayacak ya da sosyal patlama olacak. İnsanların önünü görmesi gerekir, bir gün sonrasının maliyetini çıkaramıyoruz bile büyük sıkıntılar var ve önümüzü göremiyoruz.