LÜTFÜ SAVAŞ: DENİZ DOLDURULUYOR, ORMAN TALAN EDİLİYOR AMA GÜCÜMÜZ YETMİYOR
İskenderun'da özel bir şirketin denizi doldurup liman yaptığını, ormanı katlettiğini söyleyen Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, "Maalesef bunlara gücümüz yetmiyor" dedi.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Maraş merkezli depremlerin ardından yıkımların olduğu İskenderun’da 'siyaseten ve maddi olarak güçlü olan bir ailenin' denizi doldurup liman yaptığını, ormanlık alanın vasfının değiştirilip talana açıldığını belirtti.
İskenderun Belediye Meclisi, 135 bin 941 metrekarelik ormanlık alanın söz konusu özel şirket tarafından depolama alanı yapılmasını gündeme getirdi. CHP grubunun tüm çabalarına rağmen İskenderun Belediyesi'nin AK Partili ve MHP'li üyelerince oy çokluğuyla kabul edildi, plan değişikliği Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı'na olumlu görüşle bildirildi.
‘DENİZİ DOLDURUP LİMAN YAPTILAR’
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş yaşananlarla ilgili şunları söyledi:
"İskenderun'da bir ailemiz kendini güçlü hissediyor ama şahsen Allah katında ve insanlar katında güçlü olmayı tercih ederim. Daha önce 500 dönümden fazla bir sanayi alanı onlara verildi, denizi doldurup liman yaptılar. Şimdi de bin 80 dönümlük yemyeşil ormanlık alan ‘orman vasfını yitirmiş' denilip talan ediliyor.
Sizin orada belediye eliyle yaptığınız düzenlemeler Ankara'da farklı bakanlıklar tarafından tekrar onların lehine çevrilebiliyor, mahkemelerde maalesef bitmiyor. Ama şu var ki, inancımıza göre ‘Bizi yaratan Rabbimiz her şeyi affediyor ama kul hakkına affetmiyor. Allah, ‘Bana kul hakkıyla gelmeyin' diyor.
‘HAKSIZLIKLARDA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’
Şu anda güçlü olabilir, güçlü görünebilirler. Ama halk nezdinde de öyle değil. Haksızlıklarda mücadelemizi sürdüreceğiz. Hiç kimseyi dinlemeden antrepo, depo yapacağız diye düzenleme yapıyorlar. Hatay'da bu konuyu herkes biliyor ama siyaseten güçlü insanlar oldukları için rahat konuşulamıyor. Bunu da benden başka konuşabilecek insan yok. Çünkü çoğu insan paranın karşısında korkmayı ve korktuğu için konuşmamayı tercih ediyor. Birileri doğruları haykırabilmesi lazım. Çünkü bu bizim konuşmalarımız dedikodu falan değil tarihe not düşmektir.”