SAĞLIKÇILAR AĞUSTOS'UN İLK İKİ GÜNÜ GREVDEYDİ

Sağlık alanında faaliyet gösteren 19 sendika ve iki aile hekimliği dernekleri federasyonunun katılımıyla kurulan Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM) 1 ve 2 Ağustos’ta, tüm yurtta iş bırakma kararı almışlardı.

SAĞLIKÇILAR AĞUSTOS'UN İLK İKİ GÜNÜ GREVDEYDİ

SABİM, enflasyonist ortama bağlı gelişen ekonomik sıkıntıların dayanılmaz hale gelmesine karşı oluştu. Yetkili sendikaların sorunlara çözüm bulmaktan uzak ve hatta mevcut durumun sorumlularından olduklarını düşünen sendika ve federasyonlar, birlikte hareket etme ve mücadeleyi büyütmeye karar vererek SABİM çatısı altında toplandılar. SABİM’in amacı, mevcut sağlık sisteminin işlevsizliğini, önlemler alınmazsa çökeceğini ‘görünür kılmak’. 
İki günlük iş bırakma eylemi tüm kamu hastaneleri ve ASM’lerde yapıldı. Hekim, ebe, hemşire, laboratuvar ve radyoloji teknisyenleri, sosyal hizmet uzmanları ve sair sağlık profesyonelinin tam gün katıldığı eylemde, sadece acil sağlık hizmetleriyle hayati önem arz eden iş ve işlemler sürdürüldü.
Birlik ve Dayanışma Sendikasının Başkanı Dr. Derya Mengücük, sağlık sisteminin içinde bulunduğu tükenmişlik ve çöküşün hem hastalar hem de çalışanlar açısından devam ettirilemez hale geldiğini söyledi.
En temel insan haklarından olan sağlık hakkının, siyasi ve ticari çıkarları gözeten uygulamalarla ihlal edildiğini belirten Mengücük, şöyle devam etti: “Bilimsel ve tıbbi normlara uygun, gerçek ve yeterli sağlık hizmetine eşit ve ücretsiz ulaşmak zorlaştırıldı. Toplumun sağlık mağduriyetiyle birlikte hekim, ebe, hemşire ve tüm sağlık profesyonelinin özlük ve mali hak kayıpları artarken aşırı iş yükü, emek sömürüsü, baskı ve ayrımcılık, şiddet, yoksulluk, tükenmişlik ve değersizleştirme de artarak devam ediyor. Anayasal haklar engelleniyor, iş güvencesi yok ediliyor" dedi.
Sendika başkanı aile hekimliği sisteminin devam ettirilemez hale geldiğini söyledi: “Kira, faturalar, personel maaşı, SGK’sı, ihtiyaçların temini gibi konuları düşünmek ve bunları karşılamak bizlere yüklendi. Bunlar için kullandığımız cari ödenek zaten yetersizken yapılan yüzde 17’lik zam oranı enflasyon ve zamlar karşısında verilmeden yok oldu.
Gruplandırma çalışanları işsizlikle karşı karşıya, ebe ve hemşireler yoksulluk sınırının altında, hekimler şartlara, kriterlere, performanslara bağlı ve her ay belli olmayan, değişen yoksulluk sınırının biraz üzerinde ücretlere mahkum. Koruyucu sağlık önemsenmiyor. Aşı temini aksıyor. Deprem riski göz ardı ediliyor. Aile hekimliği bindirildi bir alamete, gidiyor kıyamete…”
‘Sağlık sistemi tıkandı’
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir haklarını ararken, şimdiye kadar seslerini duyan bir muhatap bulamadıklarını söylediler.
‘Çözüm’ diye sunulan düzenlemelerin sorunları artırdığını ifade eden Kandemir, şunları dedi: “En nihayet gelinen noktada memur maaşlarına yapılan yetersiz zamlar ve 14 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren torba yasadaki maddelerle sağlık sistemi iyice tıkandı. Bu haliyle sağlık hizmetini ne ASM’ler ne de hastanelerde sürdürmek mümkündür." dedi.
Yetkili sendikaların sorunları görmezden geldiğini ve misyonlarından çok uzakta olduğunu söyleyen AHESAN genel başkanı, şöyle devam etti: “Bugüne kadar da toplu sözleşme dönemlerinde, sahaya başka vaatler sunup masadan başka anlaşmalarla kalkıldı. Maalesef hala yetkili olmalarının nedeni hem anayasa hem de uluslararası hukuk ve sözleşmelerine aykırı olmasına rağmen sendikal örgütlenme özgürlüğünün önünü tıkayan yüzde 2 barajını TBMM’den çıkarmaları.”
AHESEN ve başka sivil toplum örgütlerinin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan randevu taleplerinin karşılıksız kaldığını söyleyen Kandemir, “Bakanlık ve yetkililer saha temsilcisi olan STK’ları muhatap almadan bu sorunlar çözülemez” dedi.
‘İşçi dört kat mesai ücreti alır mı?’
Hekim Birliği Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Dt. Özgür Öz, iş bırakma eylemleriyle sorun ve kaos yaratmak istemediklerini vurguladı: “Esas amaç sağlık sisteminin işlevsizliğini gözler önüne serebilmek. Şartları hizmet sunabilecek hale getirerek, ilerleyen dönemlerde nitelikli sağlık hizmet sunumunun devamını sağlamak.
Aksi takdirde sağlık hizmeti için gerekli meşakkatli eğitimden uzak durulacak, yetersiz ücret ve şiddetin olduğu koşullarda hiç kimse sağlık hizmetinde yer almayı tercih etmeyecek. Mücadelemiz şiddet, mali haklar, özlük hakları, çalışma koşulları ve liyakat ana başlıklarından oluşuyor.”
Seslerini duyuracak doza kadar devam edecekler
Platform, en düşük sağlık çalışanı maaşının yoksulluk sınırının üzerinde, en düşük hekim maaşınınsa yoksulluk sınırının en az üç katı olacak şekilde düzenlenmesini talep ediyor.
Öz taleplerini şöyle sıraladı: “Kötü çalışma koşullarının ortadan kalktığı, şiddetin sona erdiği, 15-20 dakikalık muayene süreleriyle nitelikli tedavi hizmetinin sunulduğu ideal bir sağlık sisteminin inşasını hedefliyoruz. Fazla mesai ücretlerinde işçinin uzman hekimin 2,5 katı hemşire ve sağlık çalışanlarının ise dört katı ücret alması gelinen noktayı ve olayın vahametini özetliyor. Özellikle gelir adaletsizliğinin alınan eğitime göre, dikey hiyerarşi göz önünde bulundurularak yeniden inşa edilmesi etkili ve nitelikli bir sağlık sisteminin kurulması için elzem.”
Platform, bu eylemden sonuç alamazsa ‘seslerini duyuracak doza’ ulaşıncaya dek devam etme kararı da aldı. Öz şunları söyledi: “Giderek dozu artan, uzun süreli ve etkili iş bırakma eylemleriyle ortak paydada buluşarak sonuca ulaşmak istiyorlar. SABİM ‘in varlık amacı bu birlikteliğin ve güçlü iş bırakma modellerinin inşasına aracılık etmek. Geniş kitlelerin katılımıyla sonuç almayı hedefleyen eylem sürecinin inşasında prensip olarak mutabıkız ve takvim oluşturuyoruz. Esas gayemiz aklın ve vicdanın gereği olarak, taleplerimizin eylemlerimize gerek kalmadan kabul edilmesidir.”