TKP'NİN MARKET İŞÇİSİ MİLLETVEKİLİ ADAYI MİGROS ÖNÜNDEN SESLENDİ: İŞÇİLERİ İŞÇİLER TEMSİL EDER!

TKP İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı market işçisi Celal Kaya, Migros'un sefalet ücretini layık gördüğü emekçilere 'Market işçileri sahipsiz ve yalnız değil' diye seslendi.

TKP'NİN MARKET İŞÇİSİ MİLLETVEKİLİ ADAYI MİGROS ÖNÜNDEN SESLENDİ: İŞÇİLERİ İŞÇİLER TEMSİL EDER!

Migros ile Tez Koop İş sendikası arasında aylar süren pazarlıktan sefalet zammı çıktı. Yılın ilk altı ayı için yüzde 56 ila yüzde 71 arasında değişen oranlarda zam uygulanacağı duyurulsa da işçinin eline geçen asgari ücretin sadece yüzde 15 fazlası oldu. Yılın ikinci ayında ise sabit yüzde 15 zam yapılacağı belirtildi.

Türkiye Komünist Partisi (TKP) kapalı kapılar ardında belirlenen sefalet ücretine karşı Migros Fenerbahçe şubesi önünden patron Tuncay Özilhan'a seslendi.

Market işçilerinin sahipsiz ve yalnız olmadığını belirten açıklamayı TKP İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı market işçisi Celal Kaya okudu. 

Zincir marketlerde çalışan tüm işçilerin benzer bir karanlığı yaşadığını vurgulayan açıklamada "İşçinin hakkını işçiden habersiz yapılan görüşmelerle savunduğunu iddia edenler de Meclis kürsüsünden haybeye bağıran patron dostları da bu suçun ortağıdır" denildi.

Anadolu Grubu'nun açıkladığı yüksek kârlara dikkat çeken Kaya, "Biz bu ülkenin işçileri, insanın insanı sömürmediği yeni bir ülke kuracağız. Bu ülkeyi en iyi işçiler yönetir, biz yönetiriz!" dedi.

'İşçileri işçiler temsil eder!'

Kaya, Migros önünde yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Bir market işçisiyim. Migros’ta ve diğer zincir marketlerde çalışan yüzbinlerce işçi arkadaşımın gerçeğini göstermek için, onların sesi olmak için buradayım.

Kimse şu ışıltılı mağazalara aldanmasın!

Ülkenin her yerini saran bu dehlizlerin her biri karanlık, izbe bir bir işçi cehennemi…

Migros'taki arkadaşlarımız da zincir marketlerde çalışan tüm işçi arkadaşlarımızla benzer bir karanlığı yaşıyorlar:
- Sadaka gibi ücretler,
- Sağlıksız koşullarda ve fazla çalışma,
- Yetersiz ve kötü beslenme,
- Geciken ödemeler,
- Baskı ve yıldırma,
- Borçlu bir hayat, edilginlik, yalnızlık... 

Ne Migros’un sadaka niyetine önerdiği, ne sendikanın işçiye layık gördüğü ücret, Migros işçisinin gerçek ihtiyacını karşılıyor. Kapalı kapılar ardındaki pazarlıkların sonucu ne olursa olsun, bugün marketlerde çalışan arkadaşlarımızın hiçbiri, insanca koşullarda çalışmıyor, hayatta kalabileceği parayı kazanamıyor.

Biz bu ahlaksızlığa beraber meydan okumak için buradayız!

Bunu yapmayacaksak, neyin hayalini kuracağız? 

İşçinin sırtından kazandığı parayla salgın, sel, deprem demeden akıl almaz kârlar açıklayan Özilhan gibi para babaları, bu ülkenin patronları, yani bu asalak sınıf, sömürünün ve yoksullaşmanın tek sebebi ve sorumlusudur.

Ama eksik bırakmayalım: İşçinin hakkını işçiden habersiz yapılan görüşmelerle savunduğunu iddia edenler de, Meclis kürsüsünden haybeye bağıran patron dostları da bu suçun ortağıdır.

İşçileri Meclis'te de işyerinde de sokakta da işçiler temsil eder.

Siz kenarda bekleyin, nefes almadan çalışın, biz sizin işinizi hallediyoruz demek, siyasetsiz ve örgütsüz bırakmak, işçileri sırtından bıçaklamak demek!

Bir işe girip çalışmak ve hayatta kalmak zorunda olmak bizim gündelik gerçeğimiz. Ancak bununla boğuşurken mücadeleyi unutursak, bu berbat gerçeği değiştiremeyiz.

Bunun için buradayız arkadaşlar, birlikte yönetmek için kol kola gireceğiz, örgütleneceğiz ki kimse bize sormadan, bizi hesaba katmadan siyaset yapamasın.

Bu ülkeyi en iyi işçiler yönetir, biz yönetiriz! Ülkemizi, emeğimizi, sınıfımızı, hayatımızı aklımızı size sormayacağız.

Biz bu ülkenin işçileri, insanın insanı sömürmediği yeni bir ülke kuracağız."