TÜRK HALK MÜZİĞİ SANATÇISI ERDAL ERZİNCAN ANLATTI: ÂŞIK VEYSEL, BÜTÜN ÂŞIKLARIN ÖZETİ...

Türk halk müziği sanatçısı Erdal Erzincan, 50'nci ölüm yıldönümünde “âşık” geleneğinin son büyük temsilcisi Âşık Veysel’i anlattı.

TÜRK HALK MÜZİĞİ SANATÇISI ERDAL ERZİNCAN ANLATTI: ÂŞIK VEYSEL, BÜTÜN ÂŞIKLARIN ÖZETİ...

Türk halk şiirinin ve “âşık” geleneğinin son büyük temsilcisi Âşık Veysel’in 21 Mart, 50. ölüm yıldönümüydü. 16-21 Mart haftası ise Âşık Veysel’i Anma Haftası olarak kutlandı. Bu yıl ayrıca UNESCO tarafından alınan kararla Âşık Veysel’in 50. ölüm yıldönümü UNESCO Anma Ve Kutlama Yıl Dönümleri programına alındı.Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile de 2023 yılı “Âşık Veysel Yılı” olarak kabul edildi. 7’den 70’e herkesin kendisinde bir şeyler bulabildiği büyük ozan Aşık Veysel’in bıraktığı kültürel mirasın taşıyıcılarından birisi ise Türkiye’nin en iyi bağlama virtüözlerinden biri olan sanatçı ve eğitimci Erdal Erzincan.

Veysel’i ve temsilcisi olduğu “Âşıklık” geleneğini, Erdal Erzincan anlattı.

-Aşık Veysel sizin için ne ifade ediyor, Veysel’i bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Aşık Veysel’i diğer aşıklardan ayıran bir özellik var. Veysel bütün aşıkların özeti. Yunus’tan bugüne bütün aşıkların özelliklerini barındıran ve kendi içinde dengelemiş, harmanlamış bir usta. Başka aşıkları değerlendirdiğimizde bir yönleri ortaya çıkar fakat Aşık Veysel’de tüm özellikler dengeli bir şekilde akord edilmiş şekilde. Bu nedenle Aşık Veysel’in 7’den 70’e herkesi kucaklayan ve kimseyi incitmeyen bir dili var. Söylediklerini sırlayarak söylediği için belki o an anlaşılmayacak ama belli bir zaman sonra kişi kendini geliştirdiğinde ‘Veysel demek ki bunu söylüyormuş’ diye anlayacak. Bu büyük bir ustalık. Veysel’in bir diğer önemli özelliği ise yöresinin tüm özelliklerini yansıtan gezgin aşık olması. Farklı yerleri gezmiş fakat yerel özelliğini kaybetmemiş. Bu kadar farklı ortamlara girip de kendi özelliğini bozmadan devam edebilmesi ona ayrı bir özellik katıyor. 

- Aşık Veysel yerelden çıkmış evrensel bir ozan. Herkes Veysel’de kendinden bir şey bulabiliyor. Sanki Veysel hepimizden biri gibi.. 

Evet onu diğer ozanlardan ayıran bir başlık bu. Örneğin ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ eserini öğrettiğim küçük bir öğrencim bir hafta sonra bana geldi ve “Hocam biz trenle Ankara’ya gittik. Gündüz gittik, gece geldik. Aşık Veysel’de acaba uzun ince bir yol derken benim gibi trene binip İstanbul’dan Ankara’ya mı giderken mi bu türküyü yazdı’ dedi. Bu diyalog beni çok etkilemişti. Veysel seçtiği kelimelerle bir çocuğun hayal dünyasını meşgul edebiliyor. Aşıklık çocukların algı düzeyini aşan bir durum ama Aşık Veysel’i sevmeyen bir çocuk görmedim. Veysel’in dili 7’den 70’e tüm kuşakları bir arada, aynı muhabbette bir araya getirebilir. Aşık Veysel bunu başarmış büyük bir ozan.

-Müzik kursunuzda derslerinizden sonra öğrencilerinizle ‘Muhabbet’ düzenleyerek Aşıklık geleneğini sürdürmeyi amaçlıyorsunuz. Bunun sizin için önemi nedir?

Burada bağlama dersi veriyoruz fakat eksik kalıyor. Eskiden evlerimizde saatlerce süren çalıp muhabbet etme geleneği ortadan kaybolmuş. Şimdi yalnızca bağlama o muhabbetin içinden süzülerek tek başına çalınan bir enstrüman haline dönüşmüş durumda. Bu benim için bir tehlike arz ediyor çünkü bağlama bir enstrümandan fazlası. O fazlası da bağlamanın hatırlattığı şeyler. Bizler o hatırlattığı şeyleri dersin içine dahil edemiyoruz. Bu nedenle dersin dışında bir muhabbet organizasyon yapıyoruz. En azından gençlerin bu enstrümanın yalnızca bir entrüman olmadığını anlatmayı amaçladık. Aşık sazıyla tiyatro yapıyor, siyaset yapıyor yeri geliyor gazetecilik yapıyor. Bunları hatırlattığımız zaman bağlamanın değeri büyür. Vurulan üç tel üç bin tel olur..

Şevval Aydoğan ve Erdal Erzincan

- Sizce Aşıklık geleneği gelecek nesillere aktarılabilecek mi ?

Modern yaşam geleneksel enstürmanların önünde büyük bir tehlike fakat güçlü olan bir şeye gücü yetmez. Anadoludaki köylerde çalınan birçok enstrüman vardı ve kente güçleri yetmeyerek unutuldular. Bağlama ise daha da gelişerek yaşamaya devam ediyor. Bağlamayla özü değiştirmeden şekil olarak kenti yakalayarak var olan tehlikeyi aşmamız gerek. Aynen korumaya çalışmak bağnazlık olur. Bu geleneğin kentte soluk alacak bir yanı var bunu yalnızca hatırlatmak ve gençleri meraklandırmak gerek. Eski Aşıklık bitti fakat Aşıkların yeni bir dönemi başlayacak.