'TÜRKİYE'NİN SEÇİMLERİN ARDINDAN İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİNİ ONAYLAMASI BEKLENİYOR'
Nikkei Asia'da yayımlanan analizde, 6 Şubat depremlerinin hesapları değiştirdiği ve Türkiye'nin Batı'yla daha iyi bağlara ihtiyacı olduğunu gösterdiği yorumunda bulunuldu.
Finlandiya'nın NATO'ya katılımı onaylandıktan sonra, 14 Mayıs seçimlerinin ardından Türkiye'nin İsveç'in ittifaka katılımına yeşil ışık yakmasının beklendiği ifade ediliyor. Nikkei Asia'ya görüş bildiren analistler, Türkiye'nin olası İsveç onayının 11-12 Temmuz'da Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenecek NATO Zirvesi öncesinde gerçekleşebileceği söylediler.
Carnegie Endowment for International Peace'te analist olan ve eski büyükelçi Alper Coşkun verdiği demeçte, "Mevcut uluslararası koşullar, Türkiye'nin ayaklarını daha fazla uzatmasını zorlaştırıyor" yorumunda bulunurken, Finlandiya'nın NATO üyeliğinin onaylanmasının Türkiye'ye şimdilik "nefes alacak zaman tanıdığı" görüşünde. Coşkun, Türkiye'nin 'Putin'in Rusya'sıyla özel ilişkisinin' Batı'ya karşı diplomatik manevra kabiliyetini azalttığı görüşünü paylaştı.
'Deprem sonrası Türkiye'nin gerçekleri, Batı'ya karşı daha makul bir duruşun sebebi'
6 Şubat depremlerinin Erdoğan'ın hesaplarını değiştirdiğini belirten Alper Coşkun, "Türkiye'nin öncelikleri çok değişti. Finlandiya, İsveç konuları seçmen davranışını değiştirecek konular değil" yorumunda bulundu. Öte yandan, deprem sonrasında Avrupa Birliği'nin Türkiye ve Suriye için düzenlediği bağış konferansına da değinen Coşkun, "Deprem sonrası Türkiye'nin gerçekleri de Türkiye'yi Batı'ya karşı daha makul bir duruşa itiyor" dedi.
Öte yandan, resmi NATO üyeliği töreninde konuşan Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto'nun "İsveç'in Temmuz'daki Vilnius zirvesinde 32. üye olarak katılmasını dört gözle beklediğini" söylemesi, Batı'nın da Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini seçimlerin ardından onaylamasını beklediği yönünde yorumlandı. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de törende "İsveç'in de bir an önce katılmasını sağlayacağız" açıklamasında bulunmuştu.
Muhalefetin görüşü: 'Tarih konusunda ihtiyatlı olunmalı'
Nikkei Asia'ya isminin açıklanmamasını talep ederek konuşan, 'önde gelen bir muhalefet partisi milletvekili', İsveç'in onayının aceleye getirmenin zor olabileceğini öne sürerek, Temmuz ayına kadar onay verilmesi beklentisi konusunda "ihtiyatlı olunması gerektiği" görüşünü paylaştı. Haberde seçimlerde iktidarın değişmemesi halinde, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın "İsveç'e karşı kapılar kapanmadı, ama sürecin nasıl ilerleyeceği, hızı ve ne zaman tamamlanacağı İsveç'in atacağı adımlara bağlı" görüşü hatırlatıldı.
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dış politika başdanışmanı Ünal Çeviköz, Finlandiya'nın NATO üyeliğini onaylanması sırasında Meclis'te yaptığı konuşmada, "Finlandiya ve İsveç'in attığı adımların beklentilerimizi büyük ölçüde karşıladığını görüyoruz" demişti.
'Seçimi kim kazanırsa kazansın, İsveç'in üyeliğinin onaylanma olasılığı yüksek'
Analistler, "Mayıs ayındaki seçimleri kim kazanırsa kazansın, İsveç'in yeni terör yasalarının 1 Haziran'da yürürlüğe girmesinden sonra; Temmuz'daki NATO zirvesinden önce İsveç'in üyeliğini onaylama yönünde bir eğilim oluşacak ve de Ankara'yı tatmin edecek bazı somut adımlar atacaklar" yorumunda bulundu.
Nikkei Asia'ya görüş bildiren başka bir analist ise "Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turda sonuçlanırsa, İsveç'in NATO üyeliğinin seçimlerden sonra Türk parlamentosu tarafından onaylanma olasılığı yüksek. Türkiye İsveç konusunda ayak sürmeye devam ederse tüm NATO üyeleriyle karşı karşıya gelecek ve Türkiye'nin böyle bir yolu seçeceğini düşünmüyorum. Türkiye'nin beklentilerinin bir kısmı İsveç tarafından karşılanacak ve bir orta yol bulunacak" dedi.
Haberde, Batı'daki genel yaklaşımın Erdoğan yönetiminin seçimlerde kullanabileceği taleplerin karşılanmaması yönünde olduğu belirtilirken, Erdoğan'a yarayacak ABD'den F-16 savaş uçağı alımı gibi kararın mümkün olmadığı görüşü aktarıldı.
'Mesele Erdoğan'ın iç siyasi hesabı üzerinden yönlendirildi'
Siyasi risk danışmanlığı şirketi Teneo yöneticisi Wolfango Piccoli, "Tıpkı Türkiye'nin dış politikasının diğer yönlerinde olduğu gibi, meselenin tamamı esas olarak Erdoğan'ın iç siyasi hesabı üzerinden yönlendirildi" derken, "Seçim döngüsü sona erdikten sonra Türkiye'nin İsveç'i daha uzun süre askıda tutmasından kazanacağı pek bir şey yok. ABD yönetimi ve Kongre iki konuyu birbirine bağladığından, sorunu çözmek Ankara'nın F-16 filosunu güçlendirme arayışına büyük ölçüde yardımcı olacaktır" görüşünü paylaştı.
'Perde arkasında F-16 meselesi olduğu çok açık'
Analist Alper Coşkun da, "F-16 savaş uçakları ile Finlandiya-İsveç'in NATO üyeliğini kimse açıkça ilişkilendirmiyor ama perde arkasında bunların bağlantılı olduğu çok açık" dedi.